Aklıma Gelenler

Göç ve Karanlık Çağ

⚠️Dipnot sayılarının üzerine tıklarsanız açıklamaları okuyabilirsiniz.

Ülkemizde son zamanlarda (mültecilerin/sığınmacıların neden olduğu iddia edilen) yaşanan bazı olaylar özellikle sosyal medyada bir hayli tepki gösterilmesine neden oldu.

Nedendir bilinmez (muhtemelen okuduğum haberlerden) aklıma birden Dor İstilası ve Karanlık Çağ geliverdi; bunun üzerine arama motorundan hızlıca arama yapınca karşıma Engin EROĞLU’nun (şahsen kendisini tanımıyorum) 2014 tarihli çalışması1Eroğlu, E. (2014). Ege Göçleri ve M.Ö. I. Binde Anadolu. Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(1), 43-55 geldi.

Çalışmanın ÖZET ve SONUÇ kısımlarını “ders çıkarılmayan tarih tekerrür ederek aynı dersi verir” sözüme binaen aynen aktarıyorum:

Dorlar’ın Yunanistan (Hellas)’ı istilası Akalar’ı yerinden oynatmıştır. Böylece uygarlıklarının yıkılmasından kısa bir süre önce Anadolu’ya da yerleşmeye başlayan Akalar, Dor baskısıyla Anadolu’ya daha büyük kitleler halinde göç etmişlerdir. Anadolu’ya ilk gelenler İonlar ve daha sonra Aioller olmuştur. Diğer taraftan Balkanlar üzerinden Anadolu’ya gelen kavimler arasında olan Frigler (Phrygler), Hitit devletinin yıkılmasında etkili olmuştur. Şunu belirtmek gerekir ki bu göçler, deniz kavimlerinin ani ve kısa süren göçlerinden farklı olarak, birdenbire meydana gelen bir göç şeklinde değil yavaş yavaş gerçekleşen istilalar şeklinde olmuştur. Bütün bu süreç içerisinde antik dünyanın kent devletleri ya da krallıkları yerine köy kültürlerinin hakimiyeti söz konusu olmuştur. Birçok kaynakta, Ege Göçleri olarak ifade edilen olaylar dizisi, hakkında yeteri kadar arkeolojik ve yazılı kaynak bulunmadığından dolayı karanlık çağ diye anılan bir dönemde gerçekleşmiştir. Bu dönem ile birlikte Anadolu’nun siyasi ve demografik yapısında bazı değişiklikler meydana gelmiştir. Bu değişimin etkileri M.Ö. 1. bin boyunca Anadolu’da kendini hissettirmiştir.

M.Ö. 12. yy’ın başlarında ön Asya’yı alt üst eden ve Ege Göçleri adıyla anılan bir hareketlilik yaşanmıştır. Bunun sonucunda Trakların elinde bulunan Balkan yarımadasının güneybatı bölgelerindeki bazı Trak kabileleri boğazlar üzerinden Anadolu’ya geçerek, Hitit devletinin yıkılmasına neden olmuşlardır. Bu kavimlerden bir kısmı Doğu Anadolu üzerinden Transkafkasya’ya, diğer bir kısmı da Suriye ve Filistin üzerinden Mısır sınırlarına kadar uzanmışlardır. Mısırlılar tarafından bozguna uğratıldıktan sonra ise, geri dönmek zorunda kalmışlardır. Bunlardan bir kısmı da Filistin’e yerleşerek Ege kültürünü burada bir süre yaşatmışlardır. Bu tarihi süreç içerisinde gerçekleşen Dor göçleri de muhtemelen İllyr ve Thrak baskısıyla gerçekleşmiştir. Dorlar’ın Yunanistan’ı istilası, Akalar’ı yerinden oynatmıştır. Böylece uygarlıklarının yıkılmasından kısa bir süre önce Anadolu’ya yerleşmeye başlayan Akalar, Dor baskısıyla daha büyük kitleler halinde Anadolu’ya göç etmişlerdir. Ege göçleri dünya tarihinde bir dönüm noktası sayılmakla birlikte bu göçlerden en çok Anadolu’nun etkilendiği söylenebilir. Nitekim kültür seviyeleri pek yüksek olmayan birtakım Trak kavimlerinin neden olduğu Ege Göçlerinin ardından Anadolu’da 200 ile 400 yıl arasında değişen zaman dilimi süresince bir Karanlık Çağ yaşanmıştır. Böylece bu göçlerden sonra Anadolu coğrafyasının siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı hiçbir zaman eskisi gibi olmamıştır.

Bu çalışmada geçen üzerinde dikkatle durulması gereken iki kavram var: İstila ve Karanlık Çağ. 

Göç politikası kontrol edilmez de çığırından çıkarsa istilacılığa ve akabinde de Karanlık Çağların yaşanmasına neden olabilir… Peki göç meselesi “çekin gidin kardeşim” veya “kapımız size sonuna kadar açık, gelin” diyerek mi ele alınmalı? Ne hadi gelin ne de çekin gidin diyerek ele alınacak basit bir mesele değil. Birçok ülke mülteci barındırıyor ve uyguladıkları politikalar ortada. Dünyayı baştan yaratmaya gerek yok, yazılımcıların iyi bildiği “brown field approach” denilen yaklaşım ile yani mevcut uygulamaları inceleyerek ve geliştirerek güvenli ve güvenilir bir politika pekâlâ uygulanabilir.

Sorunlar yokmuş gibi davranıp “hele bakalım ne olacak, vardır bir hayr” yaklaşımını tercih etmek güzel memleketimizde geçmiş olumsuz yaşanmışlıkların tekerrür etmesine ve Karanlık Çağların yeniden yaşanmasına neden olabilir.

Ayrıca bir hatırlatma: Sorunlara fevri çıkışlarla ve öfkeyle yaklaşmak sorunu çözmeyeceği gibi aksine daha da büyütebilir.

İtidal sözcüğünün yaşantımızda anlam bulması ümidiyle.

📅 15.04.2022

Dipnotlar

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kutucuğa Uygun Değeri (Rakamla) Gir! *Captcha loading...

Başa dön tuşu