“Sahih” Kaynaklarda Geçen Bazı Rivayetler…!

Kur’an tek kaynaktır, onun dışındaki kaynaklar geçersizdir1 diyerek rivayetleri kökten veya toptan reddetmek ile “sahih” kitaplarda yer alıyor diye paketçi bir anlayışla rivayetlerin tümünü toptan kabul etmek arasında zihniyet açısından “bana göre” pek bir fark yoktur. Çünkü her iki zihniyet de rivayetleri “kritik ederken” sahip olduğu fikriyle (yani kendi zaviyesinden) hüküm vermeyi tercih ediyor. Şunu belirtmek isterim ki; aşağıda kaynaklarıyla sıraladığım rivayetlerin sahih olup olmadığından ziyade bulunduğu kaynağa vurgu yapmak istedim. Çünkü rivayetlerin sahihliğinin önemli olmadığı, önemli olanın rivayetlerin hangi kitapta olduğu düşüncesine sahip ne yazık ki birçok kişi mevcut. Bu kişilerin büyük bir kısmı hadis ilmiyle hemhal olmamış, bir kısmı ise hadis ilmini oldukça iyi bilen insanlardan oluşuyor. Bir diğer önemli ve rahatsız edici husus ise özellikle zayıf veya mevzu rivayetleri örnek göstererek rivayetlerin tümünü rafa kaldırmaya yönelik kamuoyunda ismi iyi bilen bazı akademisyenlerin oryantalist yaklaşımlarıdır. Bu yaklaşımı sergileyenler, sahih etiketli bir kaynak içerisinden zayıf olarak atfedilebilecek (biraz da polemiğe neden olabilecek) bir rivayeti baz alıp tüm rivayetler üzerinde insanların aklında şüphe oluşturmaya çalıştığı aşikardır. O halde bize düşen görev, sahih olarak atfedilen kaynaklarda yer alsa dahi, olası zayıf rivayetleri ve özellikle de olası mevzu rivayetleri elimizden geldiğince dikaktlice kritik etmeye çalışmaktır. Bir diğer önemli husus ise hadislerin aktarıldığı dönemin sosyolojisini ve özellikle bağlamı (context) iyi bilme gerekliliğidir. ~1400 yıl öncesinde yaşanmış olayları, ifade edilmiş sözleri, yazılı metinleri 2000’li yılların şartlarıyla kritik etmek oldukça risklidir. Bunun sebebi ifadelerin zamanla anlam değişimine maruz kalıyor oluşudur; hatta sözcüklere yüklenen bu anlam değişimi 20-30 yıllık periyotlarda bile görülebilir. Örneğin “Şaban” ismi Kemal Sunal filmlerinde kullanılana kadar çok popüler ve tercih edilen bir isimdi, ancak Kemal Sunal filmlerinde bu sözcüğe yüklenen “alaycı” anlam, sözcüğü isim vermede tercih edilmez bir noktaya getirdi. Benzer örnekler fıkralara konu olan “Temel” ismi için de ifade edilebilir. Kısacası ~1400 yıl öncesine ait metinleri alıp o dönemin sosyo-kültürel ve dilsel dinamiklerini dikkate almadan günümüz aklıyla değerlendirmek o metne ve metni söyleyene haksızlık olur. Metin kritiğinin önemini vurgulamak için şu örneği vermek istiyorum: Kalitenin bulunmadığı yerde kalitesizin ilgi göreceğini anlatan “Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler” sözünün hadis olduğunu varsayalım. Bu sözü kritik ederken buradaki mecazi bağlam/anlam tespit edilemezse neler yaşanabileceğini, ne tür hükümler çıkarılabileceğini bir düşünün! Gerçekten koyunun olmadığı yerlerde gördüğümüz keçilere Abdurrahman Çelebi mi diyecektik! Sözün özü, suskun olan metinler onları kritik edenlere yanıt veremediğine göre bunları ne toptan reddetmek, ne de aksi durumu tercih etmek pek sağlıklı görünmüyor. Bu bağlamda; birçok websitesinde tartışmalara konu olan aşağıdaki hadisleri kritik ederken dikkatli olmakta yarar var! – Eğer erkeğin tepesinden tırnağına kadar cerahat aksa, kadın da bunları ağzı ile temizlese, yine de erkeğin hakkını ödemiş olmaz.2 – Tüm kara köpekleri öldürünüz. Çünkü onlar şeytandır.3 – Karga fasıktır4 – Cebrail bana geldi ve ey Muhammed, Allah vahyini bana ve sana emanet etti, sen de Muaviye’ye emanet et, dedi. 5 Cebrail indi ve Muaviye’nin emin bir kimse olduğu için kâtip tayin edildiğini söyledi!6 – Zina eden bir maymunu öldürmek için taşlayan bir maymun kabilesine rastladım ve onlara yardım ettim.7 – Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmelerini emreden ayet Aişe’nin döşeğinin altındaki sayfada yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Aişe onun gömülme işlemleri ile meşgulken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sayfayı yedi. Böylece taşlayarak öldürme cezası Kuran’dan çıktı. Ama hükmü devam ediyor.8 – Hz. Ömer: “Kur’ân-ı Kerim’e bir şey ilâve etmek ithâmından korkmasaydım oraya zinâ edenlerin taşlanması ile ilgili âyeti yazdırırdım” dedi.9 – İbni Mesud: Felak ve Nas sureleri Peygamberimizin kendileriyle istiaze ettiği bir duadır, bunlar Kur’an’dan sureler değildir.10 – İbn Ömer: “Hiçbiriniz, Kur’an’ın tümünü aldım (elimde bulunduruyorum) demesin. Bilemez ki, Kuran’ın çoğu yok olup gitmiştir. Ne kadar ortada varsa yalnızca o kadarını elimde tutuyorum desin” dedi.11 – Peygamber, Medine’de bir Yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.12 – Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca dünyada depremler olur.13 – Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: “Kim kertenkeleyi ilk darbede öldürürse ona yüz sevap yazılır. İkinci vuruşta öldürürse daha az kazanır. Üçüncü vuruşta ise bundan da az sevap kazanır.” buyurmuştur.14 – Ölüye akrabalarının ağlaması ölünün azabını arttırır.15 – Güneş şeytanın iki boynuzu arasında doğar.16 – Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: Namaz için ezan okunduğu zaman, şeytan ezanı duymamak için arkasını dönüp zart (zarut) diye yellenerek kaçar. Ezan bitince tekrar geri gelir. Namaz için kamet edilince yine arkasını dönüp kaçar. Kamet bittiğinde yine gelir ve kişi ile nefsi arasına sokulur ve ona: Filân şeyi hatırla, filân şeyi hatırla diyerek, namazdan önce aklında olmayan şeyleri hatırlatır da, neticede insan kaç rekât namaz kıldığını bilemez olur.”17 – Cehennemi çoğunlukla kadınlar dolduracaktır. Kadının aklıyla dini nakıstır/eksiktir.18 – Hz. Peygamber “Onlar da öbürlerindendir” diyerek savaşta kadın ve çocuklarının öldürülmesine izin verdi.19 – Allah baldırını açacak, mumin erkek ve kadınlar ona secde edecektir..20 – Allah benimle görüştü ve el sıkıştı. Elini iki omuzum arasına koydu; öyle ki parmaklarının soğukluğunu iki göğsüm arasında hissettim.21 – Allah zamandır.22 – Dinini değiştireni öldürün.23 – Namaz kılanın önünden bir maymun, siyah bir köpek, domuz, Yahudi veya bir kadın geçerse namazı geçersiz olur.24 – Kadınlar arasındaki iyi bir kadın, yüz karga içindeki tek bir alacakarga gibidir.25 – Cehennem de en şiddetli azap ressamlaradır.26 – Dünya balığın sırtındadır. Balık başını sallarsa deprem olur.27 – Rasul-u Ekrem (s.a.v.) buyurdu ki: Melekul Mevt, Musa (a.s.)’nın ruhunu kabzetmek için gönderilmişti. O melek Hz. Musa’ya geldiği zaman, Hz Musa Melekul Mevte tokat vurup, bir gözünü çıkarmıştı. Melekul Mevt (a.s.) Rabbine dönerek: “Beni öyle bir kula gönderdin ki, ölmeyi istemiyor.” Cenabı Hak tekrar ona gözünü iade etmişti.28 – Ureyne ve Ukeyle kabilesinden 8 kişilik bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldu. Medine’de rahatsızlandılar ve peygamber onlara deve sütü ve deve sidiği içmelerini öğütledi. Rahatsızlıklarından kurtulan 8 kişi develeri alıp çobanı öldürdüler. Bu olay üzerine Resulullah onların ellerini ve ayaklarını kestirdi gözlerine mil çektirdi ve Harre’nin bir kenarına atılarak çölde susuz bırakılıp ölüme terk edilmelerini emrederek onlara su vermemizi engelledi.29 – Sizden birisi cinsel münasebette bulunduğu zaman eşinin cinsel organına bakmasın, zira cinsel organa bakmak körlüğe sebep olur.30 – Peygamberi eleştirdiği için şair Kab bin Eşref’in kafası kesilmiş ve Peygambere getirilmiştir.31 – Peygamber, bir süre sonra dönüp emrini şöyle düzeltti: “Size, onların ikisini ateşte yakın dedim, ama yakmayın. Çünkü ateşte yakma cezasını yalnızca Allah verir. Siz bu iki kişiyi yakalayıp yalnızca öldürün.32 Ancak dinden dönme olayları artınca Halife Ebu Bekir’in yakarak öldürme işlemini uyguladığı rivayet edilir. “Daha da direnirlerse, demirle dağlayın, ateşte yakın!33 – Ali’nin “bir topluluğu ateşe attırıp yaktırdığı” Ibn Abbas’a söylendiğinde, Ibn Abbas’ın şöyle dediği belirtilir: “Ben olsaydım bunu yapmazdım. Çünkü Peygamber, “Allah’ın verdiği biçimde ceza vermeyin!” demişti. Ben olsaydım, sadece öldürürdüm.34 Dipnotlar 1 Hadislerin tamamını toptan reddedenler öncelikle şu soruya yanıt vermeli: Kur’an’ı günümüze kimler nakletti ve acaba Kur’an’ı nakledenler arasında hadislerini reddettiğiniz raviler var mı? Bu zaviyeden bakıldığında hadisleri toptan reddetmek Kur’an’ı da reddetmek anlamına gelebileceğinden bu konu, üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konudur. Ancak Kur’an ile alenen çelişen ve iman noktasında sorunlu olarak nitelendirilebilecek hadislere de inatla sarılmanın kimseye yararı olmayacaktır! 2 İbn-i Hacer el Heytemi 2/121 3 Hanbel 4/85, 5/54 4 Buhari 59/16; Hanbel 2/52 5 Belazurî, Ensab c:4 s:127 6 Zehebî, Nübela C:3 S:129; İbni Kesir, El Bidaye ve’n Nihaye c:8 s:123 7 Buhari 63/27 8 Hanbel 3/61, 5/131; İbni Mace 36/194 9 M. Hamidullah, s.49 da Müsned’den 156, 197 ve 352 nolu hadisler olarak nakleder; Mukaddemetân, s. 82 10 Kurtubi, “el-Camiul Ahkam”, 22/567 11 Suyuti, el itkan, 2/32 12 Buhari 59/11; 76/47; Hanbel 6/57; 4/367 13 İbni Kesir, 2/29; 50/1 14 Müslim, Selam 147 (2240); Ebu davud, Edeb 175, (5263, 5264); Tirmizî, Ahkâm 1, (1482) 15 Buhârî, Cenâiz, 32; Meğâzi, 8; Müslim, Cenâiz, 16, 17 vd.; Ebu Davud, Cenâiz 54 16 Müslim 833; Nesai 1, 279 17 Buhârî, Ezân 4, Amel fis’-salât 18, Sehv 6, Bed’ü’l-halk 11; Müslim, Salât 19, Mesâcid 83. Ebû Dâvûd, Salât 31; Nesâî, Ezân 20, 18 Ebu Davut 4679; Müslim, İman 132 (79); Buhari, Hayız Babı 6 19 Ebu Davud, Cihad/102, hadis 2638; Cihad/121, 2672; Ibn Mace, Cihad, 2840; Ahmet Ibn Hanbel, 4/46; Tirmizi, Siyer/19, 1570 20 Müslim İman 302, Buhari 97/24, 10/29, Hanbel 3/1 21 Hanbel 5/243; Tirmizi 3231 22 Malik Muwatta 3/56, Buhari edep 101 23 Buhari 12/1883, Nesei- 7-8/14 24 Buhari 8/102 Hanbel 4/86 25 Buhari 9/1391 26 Buhari, Tesavir 89 27 İbn-i Kesir tefsiri 2/29 28 Sahihi Buhari, 2/113 ve 4/191; Sahihi Muslim 4/1843 29 Buhari, Tıp 6/9, Zekat/69/101, Cihad/151/222; Hanbel 3/107,163; Müslim, Kesame /9-14, 1671; Ebu Davud, Hudud 3, 4364-4371; Tirmizi, Ebvabu’t-Tahare/55, 72-73; Nesei, Tahrimü’d-Dem 7-8-9; Ibn Mace, Hudud/20, 2578-2579. 30 Münavi, Feyzul Kadir 1-326 31 Buhari, Meğazi15/80, Cihad/157/232-233, Rehn/3, Tecrid, 1578; Müslim, Cihad/119, 1801; Ebu Davud, Cihad/169, 2768 32 Buhari, Cihad/106/162, 148/220; Ebu Davud, Cihad/122, Hadis 2674; Tırmizi, Siyer/20, 1571 33 Taberi, Tarih, 1/1881-1885 34 Buhari, Cihad/149; Tecrid, 1264; Nesei, Tahrimu’d-Dem/14 30

📅27.08.2014 | Serdar UZUN[dn]Yazdıklarım şahsi fikrimdir; elimden geldiğince objektif olmaya gayret etsem de yanılmış veya subjektif ifadeler kullanmış olabilirim. Bu minvalde şu sözü hatırlatmak isterim: “Metinler konuşamaz, metni okuyanlar onu konuşturur.“[/dn]

Okunma Sayısı: