Aklıma GelenlerSerdar UZUN'un Yazdıkları

Aziz Nikolaos (Nicholas) ve Kilisesi

⚠️Yazıda dipnot sayılarının üzerine tıklarsanız açıklamaları okuyabilirsiniz.

Bu yazıyı hazırlarken birçok kaynaktan yararlandığımı ifade etmem gerek.1– Akça, E, Esen, S. (2020). Aziz Nikolas’ın Hayatı ve Mucizevi Karakteri. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 7 (12), 114-128.
– Çorağan, N. (1990). “The Wall Paintings of St. Nicholas Church in Demre (Myra), Recent Discoveries” Annali di Ca Foscari 38(3), 83- 89.
– Demiriz, Y. (1968). Demre’deki Aziz Nikolaos Kilisesi. Türk Arkeoloji Dergisi, 15(1), Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 13-34.
– Doğan, S. (2016). “Likya’da Bir Hac Merkezi: Myra’daki Aziz Nikolaos Kilisesi”, Lukka’dan Likya’ya, Sarpedon ve Aziz Nikolaos’un Ülkesi, Yapı Kredi Kültür ve Sanat Yayıncılık, 238-259.
– Doğan, S. (2020). Lykialı Aziz Nikolaos’un Kilisesi ve Manastırında Kazı Çalışmaları. Toplumsal Tarih, 32-38
– Işık, F. (1993). Der Hl. Nikolaos von Patara und Sein Grab in Myra. BELLETEN, 57 (219), 401-412
– Jones, C.W. (1978). Saint Nicholas of Myra, Bari, and Manhattan: Biography of a Legend. Chicago: University of Chicago. https://archive.org/details/saintnicholasofm0000jone_s1u6/mode/
– Karakaya, N. (2005). The Burial Chamber Wall Paintings of Saint Nicholas Church at Demre (Myra) Following Their Restoration. Adalya, 8, 287-309.
– Karakaya, N. (2005). Restorasyon Sonrası Demre-Aziz Nikolas Kilisesi Duvar Resimleri. Antalya: II. Uluslararası Likya Sempozyumu, 1(1), 331-344.
– Karakaya, N. (2007). Demre (Myra) Aziz Nikolaos Kilisesi’ndeki Restorasyon Sonrası “Golgota Yolu” Sahnesi. OLBA, (15), 179-192.
– Karakaya, N.Ç. (2010). Myra Aziz Nikolaos Kilisesi ve Duvar Resimleri Işığında Aziz Nikolaos’un Yaşamı ve Kişiliği. Arkeolojisinden Doğasına Myra / Demre ve Çevresi, Antalya: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını, 127-135.
– Ott, M. (1911). St. Nicholas of Myra. In The Catholic Encyclopedia. New York: Robert Appleton Company. http://www.newadvent.org/cathen/11063b.htm
– Sevcenko, I., Sevcenko, N.P. (1984). The Life of Saint Nicholas of Sion. Brookline, Mass.: Hellenic College Press. https://archive.org/details/lifeofsaintnicho0000unse
– Texier, C. (1864). Byzantine Architecture Illustrated By a Series of The Earliest Christian Edifices in The East, London: Day and Son, Plate LVIII

http://tr.travelogues.gr/
https://earthstoriez.com/austria-south-tyrol-on-saint-nicholas-and-the-krampus-in-tyrol
https://www.stnicholascenter.org
https://web.archive.org/web/20001209034100/http://www.ewtn.com/library/MARY/REALNICK.htm
https://www.nationalgeographic.com/history/article/131219-santa-claus-origin-history-christmas-facts-st-nicholas
https://sourcebooks.fordham.edu/basis/nicholas-bari.asp
https://www.britannica.com/biography/Saint-Nicholas
https://ima.princeton.edu/author/ppatton/page/6/
https://www.stnicholasportsmouthnh.org/about/life-of-st.-nicholas-archbishop-of-myra 
Yazının sonundaki dipnot kısmında yararlandığım kaynakların listesini görebilirsiniz. Ayrıca ara ara yazıyı güncelleyeceğimi de bilmenizi isterim. 


Özellikle Ortodokslar için büyük bir öneme sahip olan Aziz Nikolaos2Nike (zafer) + Laos (halk), Demre’ye (Myra’ya) yaklaşık 90 km, Kaş’a ise yaklaşık 50 km mesafede bulunan Patara kentinde doğmuş ve Myra’nın başpiskoposluğunu yapmıştır. Nikolaos, halk arasında daha çok Noel Baba (Santa Claus) olarak bilinir ve yılbaşı akşamında geyiklerin çektiği kızakla akıllara gelir. O, çocukların, denizcilerin, yolcuların, tüccarların ve aynı zamanda Yunanistan ile Rusya’nın da koruyucu azizi olarak kabul edilir.

Günümüz Noel Baba figürü, Coca-Cola reklamlarındaki çizimlerle son halini almıştır. 1931’de Haddon Sundblom, Noel Baba’yı kırmızı kalpaklı, beyaz kürklü, şişman, beyaz sakallı, siyah kemer ve siyah çizme giyen bir karakter olarak tasvir etmiştir.3https://www.coca-colacompany.com/about-us/history/haddon-sundblom-and-the-coca-cola-santas Ticari amaçlarla oluşturulan Noel Baba figürü, günümüzde de Noel Baba denilince akla gelen ilk resim olarak kabul edilmektedir.

Zengin bir Hristiyan ailenin çocuğu olan Nikolaos, tahmini olarak 3. yy. sonlarında (270 olabilir) dünyaya gelmiştir. Bir rivayete göre babasının adı Epiphanius, diğer rivayetlere göre ise baba adı Nonna, anne adı Feofan ve dede adı Nikola’dır. Nikolaos’un doğmadan önce anne karnında Tanrı tarafından kutsandığı, doğduktan sonra annesinin herhangi bir acı çekmediği, doğduğu gün konuştuğu ve dünyaya geldiği için Tanrı’ya şükrettiği de aktarılan rivayetler arasındadır.

Gençlik yıllarında Tanrı’ya hizmet etme arzusu yoğunlaşmış olan Nikolaos, Patara’da meydana gelen bir salgında annesini ve babasını kaybetmiş ve bu olayın ardından Myra’ya taşınarak amcasının yanına yerleşmiştir. Ailesinden kalan mirası yardım faaliyetleri ve kilise hizmetlerinde kullanarak münzevi bir hayat sürmüştür. İyi bir öğrencilik yapmış ve kilise hizmetlerinde öncü bir rol üstlenmiştir. Ayrıca amcasının piskopos olması, dini bilgilerini öğrenmesi ve uygulaması konusunda faydalı olmuştur. Amcası, rahip olması için onu yetiştirmiş ve Nikolaos, 19 yaşında rahip olarak atanmıştır. Piskopos amcasının uzun bir seyahate çıkacağı zaman manastırı Nikolaos’a bırakması, Nikolaos’un ne kadar iyi yetiştirildiğinin kanıtı olarak kabul edilmiştir. Amcası seyahatten döndüğünde genç Nikolaos’a ileride büyük bir kişi olacağını, insanlara rehberlik edeceğini ve piskopos rütbesine ulaşacağını müjdelemiştir.

Myra’daki manastırın başpiskoposunun vefat etmesiyle birlikte, yerine kimin geçeceği konusunda tartışmalar başlamış ve sonunda manastır içine ilk girecek kişinin piskopos olarak atanması kararlaştırılmıştır. Bu kararın ardından uzun bir süre kimse içeri girmemiş, ancak daha sonra genç Nikolaos içeri adım atmış ve Myra’daki manastırın başpiskoposu olmuştur. Bu olayın Aziz Nikolaos’un bir mucizesi olduğu söylenmektedir.

Nikolaos'un Seçilmesi
Nikolaos’un Kiliseye Giren İlk Kişi Olması

300’lerde Bizans İmparatoru Diocletianus’un Hristiyanlara yönelik zulmünden Aziz Nikolaos da etkilenmiş, inancı nedeniyle hapse atılmış ve 313’te İmparator Konstantin tarafından ilan edilen Milano Fermanı sayesinde hapisten kurtulmuştur.

İmparator Konstantin’in farklı inançları ortadan kaldırmak ve resmi bir devlet dini oluşturmak amacıyla öncülük ettiği 325 yılındaki İznik Konsili‘ne4İznik Konsili (Nicene Creed): Bu konsil, 325 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin’in çağrısıyla İznik (Nicaea) şehrinde toplanmıştır. Konsilin ana amacı, dönemin Hristiyan topluluğunu etkileyen Arius’un öğretileri sorununa el atmaktı. Arius, İsa’nın Tanrı’nın doğrudan bir tezahürü veya özü olmadığını öne süren Üçlü Birlik (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un tek ve eşitlik içinde bir Tanrı olduğu) doktrinine aykırı bir düşünce sistemi olan Arianizm’i savunuyordu. Bu Konsil’de toplanan kilise liderleri ve teologlar, Arius’un öğretilerini reddetti ve Üçlü Birlik doktrinini benimsediler. İznik Konsili, inançlarını açıkça ifade eden ve Ariusçu öğretileri kınayan bir inanç bildirgesi olan “İznik İman Bildirgesini“ni (Nicene Creed) hazırladı. İznik Konsili aynı zamanda Hristiyanların Paskalya tarihini belirlemek, piskoposların yetkilerini düzenlemek ve birçok disiplin kurallarını belirlemek gibi diğer konuları da ele aldı. Konsil sonuç olarak, Hristiyanlık tarihinde önemli bir dönüm noktası ve Hristiyan inancının şekillenmesinde büyük bir etkisi oldu. İznik İman Bildirgesi, Katolik, Ortodoks ve Protestan Hristiyanlar arasında yaygın olarak kullanılan bir inanç beyanıdır. Bir nevi Hristiyanların Kelime-i Şehadeti gibi düşünülebilir.

Bildirgenin İngilizce ve Türkçe Metni
I believe in one God, (Tek bir Tanrı’ya inanıyorum)
the Father almighty, (her şeyi yaratan, her şeye gücü yeten Baba’ya)
maker of heaven and earth, (göğün ve yerin yaratıcısına)
of all things visible and invisible. (görünen ve görünmeyen her şeyin yaratıcısına)
I believe in one Lord Jesus Christ, (Tek Rab İsa Mesih’e)
the Only Begotten Son of God, (Tanrı’nın yegâne Oğlu’na)
born of the Father before all ages. (her şeyden önce Babadan doğmuş olanına)
God from God, Light from Light, (Tanrı’dan Tanrı, Işık’tan Işık)
true God from true God, (gerçek Tanrı’dan gerçek Tanrı)
begotten, not made, consubstantial with the Father; (doğurulmuş, yaratılmamış, Baba ile aynı özdeşliğe sahip)
through him all things were made. (O aracılığıyla her şey yaratıldı)
For us men and for our salvation (biz insanlar ve kurtuluşumuz için)
he came down from heaven, (göğe indi)
and by the Holy Spirit was incarnate of the Virgin Mary, (Kutsal Ruh tarafından Bakire Meryem’den ete kavuştu)
and became man. (ve insan oldu)
For our sake he was crucified under Pontius Pilate, (bizim uğrumuza Pontius Pilatus tarafından çarmıha gerildi)
he suffered death and was buried, (ölüme katlandı ve gömüldü)
and rose again on the third day (üçüncü gün tekrar dirildi)
in accordance with the Scriptures. (Kutsal Kitaplar’a uygun olarak)
He ascended into heaven (göğe çıktı)
and is seated at the right hand of the Father. (ve Baba’nın sağında oturuyor)
He will come again in glory (tekrar ihtişamıyla gelecek)
to judge the living and the dead (dirileri ve ölüleri yargılamak için)
and his kingdom will have no end. (ve krallığı sonsuz olacak)
I believe in the Holy Spirit, the Lord, the giver of life, (Kutsal Ruh’a, Rab’be, hayatın veren’e inanıyorum)
who proceeds from the Father [and the Son], (Baba’dan [ve Oğul’dan] gelir)
who with the Father and the Son is adored and glorified, (Baba ve Oğul’la birlikte tapılan ve yüceltilen)
who has spoken through the prophets. (peygamberler aracılığıyla konuşmuştur)
I believe in one, holy, catholic and apostolic Church. (tek, kutsal, evrensel ve elçilik Kilise’ye inanıyorum)
I confess one Baptism for the forgiveness of sins (günahların bağışlanması için tek bir vaftiz itiraf ederim)
and I look forward to the resurrection of the dead (ve ölülerin dirilişini dört gözle bekliyorum)
and the life of the world to come. Amen. (ve gelecek dünyanın yaşamı. Amin)
Aziz Nikolaos’un da katıldığı söylenir. Onun, Hristiyanlıkta heretik akımlardan biri olarak kabul edilen Arius ve takipçilerine karşı sert eleştirilerde bulunduğu ve Arius’u tokatladığı da5Aziz Nikolaos’un Arius’a attığı tokat, Sümela Manastırı’nda İznik Konsili freskindedir. rivayet edilir.


Nikolaos Arius’u Tokatlıyor

Hatta teslisi Arius’a kanıtlamak için eline aldığı tuğlayı sırasıyla toprağa, ateşe ve suya dönüştürdüğü söylenir. Diğer bir rivayete göre, Arius’a attığı tokattan dolayı Başpiskoposluk nişanı olan atkısı elinden alınarak hapse atılır. O gece Hz. İsa ve Hz. Meryem Aziz Nikolaos’a görünür. Aziz Nikolaos’a “Niçin buradasın?” diye sorarlar. Aziz Nikolaos, “sizin sevginizden dolayı” şeklinde cevap verir. Hz. İsa, Aziz Nikolaos’a atkısını teslim eder ve eline İncil verir. Sabah yanına gelenler, Aziz Nikolaos’un elleri çözülmüş İncil okuduğunu görünce imparatora haber verirler. Olayın gerçek yüzünü öğrenen İmparator, Aziz Nikolaos’u serbest bırakır. Arius’a verdiği tepki göz önüne alındığında, Aziz Nikolaos’un teslise sıkı sıkıya bağlı olduğu sonucuna varılabilir.

Nikolaos, başpiskoposu olduğu Myra’da 6 Aralık 342’de ölmüştür. Kıpti, Süryani ve Ermeni Kiliseleri ise ölüm tarihini 19 Aralık olarak kabul etmektedir.

Nikolaos’un hayatını anlatan (6.yy.’dan 14.yy.’a kadar olan dönemi kapsayan) kaynaklar toplam 23 adettir.6https://www.stnicholascenter.org/who-is-st-nicholas/stories-legends/classic-sources Aziz hakkında en eski kaynak, 6.yy.’a tarihlenen Praxis de Stratelatis adlı eserdir. Bu kaynakta, Nikolaos’un I. Konstantin döneminde (324-337) Myra’da piskoposluk yaptığı belirtilmektedir. Ancak, İznik konsili listesinde adının geçtiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır. İznik konsilinde bulunduğuna dair ilk bilgi 10.yy. başına ait Synaxarium‘da yer almaktadır.7İznik Konsili katılımcıları listesinde Aziz Nikolaos’un isminin bulunmaması Arius’a attığı tokat nedeniyle hapse atılmasıyla ilişkilendirilir. Synaxarium, azizlerin ve şehitlerin kısa yaşamlarının günlük ayinlerde okunmak ve kişisel dualarda kullanılmak üzere derlenmiş halidir; bu metin 11. yy.’dan 14. yy.’a kadar 5 el yazmasından derlenmiştir. https://www.stnicholascenter.org/who-is-st-nicholas/stories-legends/classic-sources/synaxarion Sionlu Nikolaos’un8Pınara Piskoposu Sionlu Başrahip Nikolaos (öl.564) ile Myra Piskoposu Pataralı Nikolaos, halk tarafından karıştırılmış ve bu nedenle anlatılan efsanelerin tam olarak hangilerine ait olduğunu belirlemek zordur.  http://www.metropolitancantorinstitute.org/leaflets/L015SaintNicholas.html hayatını anlatan 565 tarihli Vita Nicolai Sionitae adlı eserde ise Pataralı Aziz Nikolaos’un Myra’da gömülü olduğu, Sionlu Nikolaos’un onun mezarını ziyaret ettiği ve Azizin kutsandığı Paskalya’dan9Paskalya; İsa’nın çarmıha gerildikten sonra 3. günde dirilişinin kutlandığı; Hristiyan geleneğine göre ilkbahar ekinoksundan (21 Mart) sonraki ilk dolunaydan sonraki pazar gününe denk gelen gündür. 2023 yılında Paskalya Bayramı 9 Nisan Pazar günüydü. 50 gün sonra düzenlenen Pentikosti10Pentikosti; Hristiyanlıkta İsa’nın göğe yükselişinden sonra Kutsal Ruh’un insanlığa inme günü olarak kabul edilen, Paskalya’dan 50 gün sonra kutlanan bayramdır. 2023 yılı için Pentikosti Bayramı 28 Mayıs Pazar günüydü. Rosalia Günü de bugüne denk gelir. Bayramında Rosalia Günü’nde11Rosalia Günü; Rosalia (gül) ya da Rosaria, ölüler kültü için yapılan Mayıs – Haziran aylarında güllerin bol olduğu bir zamanda gerçekleştirilen eski bir pagan geleneğidir. Eskiler mezarlıklara gider, mezarları çok sayıda gülle süsler, ölüler için ayinler yapar ve hayvanlar kurban ederlerdi; akabinde ise eğlenceler düzenlenirdi. Roma İmparatorluğu döneminde Rosalia geleneği Balkanlar ve Anadolu’ya taşınmıştır. Hristiyanlıkla birlikte bu festival de Hristiyanlaştırılmış ve Pentikosti olarak anılmıştır. Bizanslıların mezarları yiyeceklerle ziyaret etme ve cenaze şarkıları söyleme geleneği yer yer bazı yerel değişikliklerle günümüze kadar ulaşmıştır. Myra’da din adamlarını bir araya getiren “Synod” (konsil) düzenlendiği anlatılmaktadır. Bu veriler ışığında, Nikolaos’un mezarının 6.yy.’da önemli bir ziyaret yeri olduğu ortaya çıkmaktadır.

Nikolaos’a atfedilen bazı yeni mucizeler (3 bekar kız, paganizm ile mücadeleleri, deniz mucizeleri) 826 tarihli Vita per Michaelem12https://www.stnicholascenter.org/who-is-st-nicholas/stories-legends/classic-sources/michael-the-archimandrite ve 843 tarihli Methodius ad Theodorium‘da13Konstantinopolis Patriği Methodius tarafından imparator III. Michale’in annesi Theodora’ya hitaben 845 yılında yazılmıştır. G. Anrich, Hagios Nikolaos, 2 vols, Leipzig, 1913. https://www.roger-pearse.com/weblog/2014/11/08/the-life-of-st-nicholas-of-myra-in-the-methodius-ad-theodorum yer alır. Azizin kültü, 6 yy.’da doğuda ortaya çıktıktan sonra, 9 yy.’da başkentte, 10.yy.’da ise batıda yaygınlık gösterir. I. Basileos azizin röliklerini Konstantinopolis’e getirmek istediği, fakat başarılı olamadığı bilinir. İkonoklazm döneminden hemen sonra ünlenen aziz, kilisenin en saygı duyulan babalarından olmuş, 9. yy. yazarları onu kusursuz Ortodoksluğu ile övmüşlerdir. Görevi paganizmin arta kalan izlerini yok etmek, inançlı, günahsız kişileri korumak olmuştur. Mikhael Skylitzes’in “Kronografya’sında; İmparator 4. Mikhael’in erkek kardeşi loannes Orphanotrophos’un (öl.1042), rüyasında Nikolaos’u görmesi sonucu 1041’den önce Myra’yı ziyaret ettiği, kiliseye mür gibi değerli hediyeler getirdiği, şehrin etrafını güçlü surlarla çevrelettiği, şifa bulduktan sonra da döndüğü aktarılır.14Caracciolo, I. (2020). John Orphanotrophos and Saint Nicholas: a special relationship?Some observations in light of figural evidence. 10(2020), 5-18.

11. yy.’da Azizin Avrupa’da ün kazanmasının bir sonucu olarak; Kudüs’e giden Barili tüccarlar 1085’de Myra’ya uğradıklarında Nikolaos’un mezarını açarak, kemiklerini152017’de ABD’de kemikler üzerinde yapılan analizler için: https://www.ox.ac.uk/news/2017-12-05-could-ancient-bones-suggest-santa-was-real ve röliklerini alıp Bari’ye kaçırmak üzere yola koyulmuşlar ve 1087‘de Bari’ye varmışlar. Kutsal röliklerin taşınmasının ardından, Papa II. Urban‘ın da desteğiyle, Bari’de yeni bir kilisenin yapımına başlanmış, 2 yıl sonra San Nicola Bazilikasının krypta bölümünde Aziz’in kemikleri korumaya alınmıştır.16Ali Canip Olgunlu’ya ait Anadolu Düşünürleri adlı kitaba göre 1099’da Bari’den Aziz’in kemiklerini çalınarak Venedik’e kaçırılır, kemikler bir mezara koyulur ve mezarın üzerine de bir kilise inşa edilir. Ayrıca Aziz’in vefat günü 6 Aralık tarihinin anma günü olarak Bari’ye mi yoksa Venedik’e mi ait olacağı hususunda bu iki kent mahkemelik olurlar; ikisine de izin verilir. Gel gör ki Demre akıllara hiç gelmez… Yine Olgunlu’nun kitabına ve bir makaleye göre (Cilalı, O. (1984). “Hz. İsa, Noel ve Yılbaşı”, Diyanet Dergisi, 20(4),3-7); 1584’te Papa 13. Gregory tarafından Aziz Nikolaos’un azizliği kabul edilmiş, ancak 1968’de Papa 6. Jean Paul, yeterli delil olmadığı için yaşamadıkları varsayımıyla Aziz Nikolaos ile birlikte 200 azizin adı azizlik listesinden çıkarttırmıştır. Hatta bu durum karışıklığa neden olmuş olmalı ki bazı web siteleri (ABC News, St. Nicholas Center UPI, St. Nicholas Center)Nikolaos’un azizliği durumunu kritik etmiştir. 1197’de inşaatı tamamlanan Bari San Nicola Bazilikası günümüz­de halen önemli bir ziyaretgâh konumundadır.

Günümüzde dini önemini koruyan, Orta Çağ’dan günümüze değin hac yeri olarak ziyaretgah konumunu sürdüren Nikolaos Kilisesinin ilk yapı dönemi kesin olarak bilinmez, ancak tarihi bilgiler ışığında, mimari ve arkeolojik verilere dayanarak 6 yy.’da bazilikal planlı bir yapı olarak inşa edildiği kabul edilir. İlk yapının 8 yy.’da bir deprem veya güneyden gelen Arap akınları sonucunda hasar gördüğü düşünülmektedir. 5, 9 veya 10 yy.’da yeniden inşa edilen kilisenin 2. yapı evresi 3 nefli, kubbeli bazilika planlıdır. Kilisenin zemininde zengin bezeme programı içeren opus sectile tekniğindeki (Çeşitli biçimlerde kesilmiş renkli mermer, sedef, deniz kabuğu gibi parçalarının yan yana dizilişiyle yapılan bir tür mozaik. Gerçek mozaikten farkı birincinin standart biçimli parçalarla değil farklı boyut ve biçimdeki ögelerle gerçekleştirilmesidir.) panolar 2. yapı döneminin özgün döşemeleridir.

Nikolaos Kilisesinin Planı
1. Komünyon (Efkaristiya/Ökaristiya)
2. Nartex (Giriş Kısmı)
3. Atrium (Avlu)
4. Bema Önü
5. Synthrononlu Apsis
6. Altar (Sunak)
7. Nikolas’ın (Sanılan) Lahdi (?)
8. Lahitlerden biri
9. Bugünkü Giriş

1034’te Afrikalı Ziridler’in Myra’yı ele geçirmesiyle kilisenin de yağmalandığı ve tahrip edildiği kimi araştırmacılarca öne sürülmektedir. Bu dönemden sonra Aziz Nikolaos Kilisesi pek çok onarım ve ek yapı dönemi geçirmiştir.

Kilisede yer alan 1 Eylül 1042 tarihli bir kitabede İmparator 9. Konstantinos Monomakhos (1042-1055) ve karısı Zoe’nin Myra’daki bakım onarım çalışmaları yaptırttığı belgelenmiştir. Kilisenin bu 3. yapı döneminde kuzey ve güneye ek mekânlar eklenerek kilisenin çevresinde yeni bir manastır kuruluşunun inşa edildiği ve sağlam duvarlarla çevrildiği araştırmacılarca kabul edilir. Kilisenin kuzeyindeki Piskoposluk İkametgâhı da (Episkopeion) bu döneme tarihlenir.

13. yy. sonlarında gerçekleşen doğal bir afet sonucu Myros Çayının yatağı yolunu değiştirerek çamurlu sel suları Myra kentini, 6 ila 9 m yüksekliğinde alüvyon toprakla doldurmuş, kilise ve içinde bulunduğu manastır yapıları da alüvyon altında kalmıştır. Aziz Nikolaos Kilisesi ve ek yapılarının orijinal zemini Demre’nin günümüzdeki kent dokusunun 6 m altında olup kazı çalışmaları buna göre yapılmaktadır.

Kilisenin son yapı evresi Rusların restorasyon ve kazı çalışmaları ile kilisedeki bazı eklemelerdir. Rus Ortodokslarının en önemli azizlerinden biri olan Nikolaos’a duyulan ilgi 1853’te Kırım Savaşı sırasında Rus Çarı I. Nikolai (d.1796–ö.1855) döneminde devam etmiş, o dönemde toprak altındaki kilisede kazı ve onarım çalışmaları gerçekleştirilmiş, kilisenin içi ve batısındaki avlu topraktan arındırılmış, dış narteks eklenmiş, yıkılmış olan örtü elemanları yenilenmiştir. 19. yy. tarihli çan kuleleri ise patrikhanenin onarımları sırasında yapılmıştır. 1922 mübadelesiyle Demreli Rumların büyük çoğunluğu Kaş yakınındaki Meis (Megisti/Kastellorizo) Adasına yerleşmiştir. Patrikhanenin yönetiminde düzenlenen Demre’deki 6 Aralık ayini büyük çoğunluğu Meis’ten gelen ve kökleri Demre olan cemaatin katılımıyla gerçekleşmektedir.

Kazı çalışmaları sırasında 1993’te tanımlanan Nikolaos’un yaşamını konu alan duvar resimleri, Türkiye’deki ilk ve tek örnektir. Manastırın büyüyerek gelişmesiyle birlikte kilisenin tüm mekânları 11 yy’den itibaren İncil kaynaklı sahneler içeren duvar resimleriyle donatılmıştır. İç narteksin tonozlarındaki “Konsil” sahneleri 11 yy ortalarına tarihlenir. Kilisenin girişinde yer alan bu sahnelerdeki piskopos imgeleri Myra Piskoposu Aziz Nikolaos’un anısına atfedilmiş olma ihtimali yüksektir.

Aziz Nikolaos Kilisesinin en önemli mekânlarından biri Mezar Odası olarak tanımlanan ve içinde manastırda görevli din adamlarına ait çok sayıda lahdin yer aldığı bölümdür. Arkosolium [archo (kemer) + solium (taht)] tipi mezarların tonozlu nişlerinde, kemerlerde İncil kaynaklı önemli bayram sahneleri, azizler, din adamlarının imgeleri ile tonoza geçiş seviyesinde Aziz Nikolaos’un yaşam öyküsünü içeren sahneler 12 yy.’a tarihlenir.

Mezar Odasına bir kapı açıklığı ile bağlanan haç planlı 3. Güneydoğu Şapelin 12. yy.’da eklendiği ka­bul edilir. Şapelin batı haç kolunda “Deesis” ve apsisin iki yanında “Meryem’e Müjde” sahneleri 13 yy.’a tarihlendirilir. Kilisenin kuzeydoğusundaki köşe odasının kubbesinde “Komünyon”17İsa’nın havarilerine ekmek ve şarap sunduğu Ökaristi ayini sahnesi aynı dönemde eklenmiştir.

Genel olarak; “Konsil”, “Komünyon”, “Koimisis”, “Meryem’e Müjde”, “Deesis”, “Genesis (Hz. İsa’nın Doğumu)”, “Stavrosis”, “Hz. İsa’nın Golgota Yolu”, “Nikolaos’un İmparator Konstantin’e Görünmesi”, “Nikolaos’un Vali Ablabius’a Görünmesi”, “Nikolaos’un Demokritos’u Boğulmaktan Kurtarması”, “Nikolaos’ın Büyülü Bir Hastayı İyileştirmesi”, “Nikolaos’un Basileios’u Araplardan Kurtarışı”, “Basileios Ailesinin Nikolaos’a Teşekkürü”, “Nikolaos’un Deniz (Artemis) Mucizesi”, “Nikolaos’un Kudüs’e Yolculuğu”, “Nikolaos’un Çocuğu Olmayan Bir Aileye Yardımı”, “3 Komutan’ın Nikolaos’a Teşekkürü”, “3 Komutan Konstantin’in Önünde”, “3 Komutan Hapiste”, “3 Bekâr Kızın Hikâyesi” gibi önemli tasvirler yer almaktadır.

Nikolaos; Doğu Akdeniz’de Kudüs Bölgesi de dâhil olmak üzere birçok yere seyahat etmiş, seyahatleri esnasında değişik mucizeler göstermiştir. (Fırtınayı dindirip bulunduğu gemiyi kurtarmak, müşterilerine yemek olarak sunmak için bir hancının öldürdüğü 3 çocuğu diriltmek vb).


MUCİZELERİ

1. Üç Komutan Mucizesi
Büyük imparator Konstantin döneminde, Frigya bölgesinde bir isyanı bastırmak için “Ursus”, “Nepotian” ve “Eupoleonis” adlı 3 komutanın liderliğinde bir ordu görevlendirilir. Yoğun rüzgâr nedeniyle mecburi olarak 3 komutan Andriake Limanına yanaşırlar. Askerlerden bazıları, ordu mensuplarına yiyecek ve dinlenme yeri bulmak amacıyla gruptan ayrılır. Kısa süre sonra bu askerleri taklit eden bazıları kenti yağmalarlar. Bunun üzerine Placomatus adlı meydanda büyük bir kalabalık ayaklanır.

Olayı bastırmak için meydana gelen Aziz Nikolaos Myra’ya gelen 3 komutan ile tanışır ve onları ağırlamak için Piskoposluk sarayına davet eder. Tam o sırada şehirden bazı kişiler gelip şöyle dediler: “Tanrım, eğer şehirde olsaydın, 3 masum bu şekilde ölüme teslim edilmezdi, çünkü Yargıç Datianus bu 3 adamı gözaltına alıp başlarının kesilmesini emretti. Senin Kutsallığın orada bulunmadığı için bütün şehir kargaşa içinde.”

Bu yakarışı duyan Nikolaos’un morali bozulur. Komutanlar, askerleriyle birlikte saraya gelirler. Bu esnada Nikolaos’a masum 3 gencin suçsuz yere Byrra adlı bir yerde idam edileceğinin haberi gelir. Nikolaos, yanına komutanlardan birini de alarak kalabalığın toplandığı idam alanına hızlıca gider, meydana vardıklarında elleri arkadan bağlı, başları kapalı, diz çökmüş halde 3 masum genç celladın kılıcını beklemektedirler. O esnada “Doğru insanlar aslan kadar cesurdur” sözünü söyleyen Aziz Nikolaos birden celladın elinden kılıcı alır ve zincirlerinden çözerek suçsuz 3 gencin hayatını kurtarır.

Akabinde Nikolaos, pretorium‘a (general çadırına) gidip kapısını iterek açar, (3 gencin idam edilmesi için rüşvet aldığı söylenen) Praeses Eustathius‘un huzuruna girer. Nikolaos’un yaptıklarını duyan Praeses, onu onurlandırmak için kalkıp ona doğru yürür ancak Nikolaos; “Kötü kan dökücü! Benimle yüzleşmeye nasıl cesaret edersin? Seni bağışlamayacağım ya da affetmeyeceğim; ama kudretli imparator Konstantin’e günahların ve vilayeti nasıl yönettiğin hakkında bilgi vereceğim.” diyerek ondan yüz çevirir. Praeses, dizlerinin üzerine çöküp “Hizmetkârınıza kızmayın efendim, suçlu olan ben değilim, bunları yaptıran devlet başkanlarıdır.” diyerek yalvarır. Bu yanıtın üzerine Nicholaos “Bunu yaptıranlar gümüş ve altındır.” diyerek rüşvet alındığından haberdar olduğunu ifade etmiştir. Ordunun komutanları Praeses’e yönelik sert şekilde konuştuktan ve masum 3 adama Praeses’in yönelttiği suçlamalar temize çıkınca onu affetti.

Bu olan bitene şahit olan 3 komutan Nikolaos’tan çok etkilenirler; Myra’dan ayrılmadan evvel ondan dua isterler ve duanın ardından yola çıkarlar.

Bu olaydan sonra Frigya’daki isyanı başarıyla bastıran 3 komutanı hazmedemeyen Vali Ablabius, onlar Konstantinopol’e ulaşmadan İmparator Konstantin’in huzuruna varır. 3 komutanın imparator aleyhine hakaretvari sözler sarf ettiğini, ilk fırsatta isyana kalkışacaklarını, rüşvet aldıklarını söyler. Vali Ablavius’un sözüyle deliye dönen imparator, 3 komutanı hapse attırır ve başlarının kesilmesini emreder.

Bu emri duyan gardiyanlardan biri ağlar şekilde; “Efendiler ve lordlarım, üzüntü beni ele geçiriyor, korkuyorum ve titriyorum. Keşke sizi hiç görmeseydim ya da bu haberi duymasaydım! Yarın birbirimizden ayrılacağız, çünkü ölmeniz emredildi. Elinizde ne varsa, gümüş, altın ya da dağıtabileceğiniz başka bir şey varsa gönderin. Bu gece için ölmeniz emredildi!” Gardiyanın bu sözlerini duyan adamlar, kendilerini paralayarak yüksek sesle şöyle bağırırlar: “Ne kötülük yaptık ki, bu kadar sefil bir şekilde yok olalım?”

Komutanlardan Nepotian, Aziz Nikolaos’un Myra’da kurtardığı 3 genci hatırlatarak Aziz Nikolaos’a dua etmeye başlar18“Aziz Nikolaos’un Tanrısı, bize merhamet et; ve Likya’da haksız ve haksız bir şekilde ölüme mahkûm edilen üç adamı kurtardığın gibi, şimdi de aynı şekilde bizi kurtar. Mesih’in hizmetkarı Aziz Nikolaos, bizden uzak olsanız da şefaatinizi bize ve isteğinizi Rabbiniz Tanrı’ya ve Rabbimiz Kurtarıcımız İsa Mesih’e yaklaştırın. Bizim için şefaat et ki, kötülükten ve ölüm getiren fırtınadan kurtarılalım, böylece gelip senin babalığının en kutsal işaretlerine tapmaya layık görülelim., diğer ikisi de ona eşlik eder. O gece imparator Konstantin’in19“Konstantin, ayağa kalk ve kulaktan dolma bilgilerle mahkûm edilen hapse attığın 3 adamı, Nepotianus, Ursus ve Eupoleonis’i serbest bırak. Eğer bana itaat etmezsen, size karşı kontrol edilemeyen bir isyan başlatacağım, leşinizi ve bağırsaklarınızı yiyecek olarak vahşi hayvanlara teslim edeceğim ve Kral Mesih’in önünde size karşı tanıklık edeceğim. Sonra imparator şöyle dedi: “Sen kimsin ve sarayıma nasıl girdin?” Nikolaos şöyle dedi: “Ben Likya metropolünden günahkâr Piskopos Nikolaos’um.” ve Vali Ablabius’un20“Ne vicdanı ne de zihni yaralı olan Ablabius, ayağa kalk ve masum olmasına rağmen gözaltında tuttuğunuz o 3 subayı serbest bırak. Ama onları serbest bırakmaya yanaşmazsanız ölümsüz Kral Mesih’in önünde size karşı tanıklık edeceğim. Hastalanıp solucanlara yem olacak ve tüm aileniz feci şekilde yok olacak.” Ablabius ona şöyle der: “Peki sen kimsin ve böyle konuşmak gerekirse nereden geliyorsun?” Nicholas şöyle yanıt verir: “Ben günahkâr Nikolaos’um, Tanrı’nın hizmetkarıyım. Ben Myra Metropolitiyim”. Bunu söyledikten sonra, daha önce olduğu gibi ortadan kaybolur. rüyalarına Aziz Nikolas girer; 3 komutanın suçsuz olduğunu ve serbest kalmaları gerektiğini, aksi halde başlarına büyük dertlerin geleceğini söyler. Sabah olduğunda Konstantin bu 3 komutana Aziz Nikolaos’u tanıyıp tanımadıklarını sorduğunda 3 komutan sevinç içerisinde en son yaptıkları duayı birlikte tekrarlarlar. Nepotian, imparatora Aziz Nikolaos’u tanıdıklarını söyleyerek onu detaylıca anlatırlar. Nikolaos’tan etkilenen imparator “Şimdi şunu anlayın, hayatınızı bağışlayan ben değildim, dua ile çağırdığınız Aziz Nikolaos’tu. Saçınızı kesin ve uygun üniformalarınızı giyin. Ona teşekkür edin. Bana karşı hayırsever olun.” diyerek 3 komutanı çeşitli hediyelerle21Birkaç kutsal kap, tamamı altından bir İncil, 2 altın şamdan ve değerli taşlarla süslenmiş bir altın kaplama. ona gönderir. 3 komutan Myra’ya doğru yola çıkarlar, saçlarını keserler, elbiselerini değiştirirler, gözyaşlarıyla yoksullara kendi mallarından, altın, gümüş ve giysilerinden bağışlar dağıtırlar; bu tür eylemlere yıllar boyunca devam ederler.22https://www.johnsanidopoulos.com/2019/12/stratelatis-earliest-known-account-of.html


Nikolaos Masumları Kurtarıyor

Nikolaos Konstantin'e Görünüyor
Nikolaos Konstantin’in Rüyasına Giriyor

2. Denizle İlgili Mucizeleri23Aziz Nikolaos’un mucizelerinden etkilenen özellikle Akdenizli denizciler, yolculuklarına başlamadan önce “Dümenini Aziz Nikolaos tutsun!” diyerek birbirlerine şans dilemeyi kendilerine adet haline getirmişlerdir. Yunanistan’da Aziz’e çok değer verilmesinde geçmişteki Poseidon inancı etkili olabilir(?)
Rivayete göre; hac ziyareti için Filistin’e yolculuk yapmak amacıyla Andriake limanından gemiye biner, gemi Akdeniz’de ilerlemeye başlar, ama şeytan gemiye şiddetli bir fırtına musallat eder, gemi fırtınayla boğuşurken şeytan geminin iplerini ve yelken direklerini kesmeye çalışır. Denizciler ve gemideki yolcular Aziz Nikolaos’tan yardım isterler, Nikolaos’un duasıyla şeytan başarısız olur, fırtına diner, gemi tekrar toparlanır. Fırtınadan sonra hasar tespiti için gemi direğine çıkıp yelkenleri kontrol eden Ammonius adındaki genç denizciyi şeytan aşağı fırlatır, geminin üzerine düşen genç ölür. Aziz Nikolaos bu genç denizciyi tekrar diriltir.

Başka bir rivayete göre; amcasının etkisiyle Tanrı’ya olan bağlılığı artan Aziz Nikolaos Kudüs’ü ziyaret etmek istemiştir, onun gibi kutsal yerleri ziyaret etmek isteyen diğer yolcular da gemiye binmişlerdir. Yolculuğun ilk gecesinde Nikolaos, şeytanın geminin iplerini kesmeye çalıştığını rüyasında görmüş, bu rüyayı denizcilere anlatmış ve denizcilere hitaben “Korkmayın! Tanrı bizi ölümden korur” demiş ve konuşmasını tamamlamadan fırtına etkisini göstermeye başlamıştır. Denizciler korkudan ne yapacaklarını bilememiş halde Nikolaos’tan yardım istemiş, bu esnada bir denizci, gemi direğinin iplerini sıkmak için direğe tırmanmış, inerken geminin güvertesine düşüp hayatını kaybetmiştir. Aziz Nikolaos’un dualarıyla fırtına yavaş yavaş etkisini kaybedip son bulunca denizciler sevinmiş, ama bu sevinçleri gemi güvertesine düşen arkadaşlarının cansız bedenini görünce sona ermiştir. Bunun üzerine Aziz Nikolaos ölen denizci için dua etmiş, ölen denizci de tekrar canlanmıştır. Gemi mürettebatı ve yolcular Aziz Nikolaos’tan dua istemiş, o da Kudüs’e ulaşana kadar yolda dua ederek hastaları sağlığına kavuşturmuştur.

Bir diğer mucize rivayeti ise şudur: Aziz, kutsal mekânları (Hz. İsa’nın kabri, Golgota Tepesi vb.) ziyaret etmiş, Filistin’de bir müddet kaldıktan sonra tekrar Patara’ya (?) dönmesi gerektiği tanrı tarafından emredilmiş ve o da gelen emir doğrultusunda Patara’ya dönmek için gemi aramış, bir gemici ücreti mukabilinde kısa sürede ulaştırabileceğini söylemiştir. Ancak gemi kaptanının asıl niyeti ticaret maksadıyla birçok limana uğrayarak Patara’ya gitmek yani yolu uzatmakmış. Gemi limandan ayrıldıktan sonra fırtına çıkmış ve gemi kaptanın istediği rotadan sapmış, sürüklenmeye başlamış ve sonunda bir kara (Patara) görünmüştür. Bu olay üzerine gemiciler yaptıkları hatanın farkına varıp Aziz Nikolaos’tan af dilemişlerdir. Aziz Nikolaos’un iki yolculukta gösterdiği mucizeleri halk arasında yayılmaya devam etmiş ve denizcilerin koruyucu azizi olarak anılmaya başlanmıştır.

Rivayete göre: “Azizin şanını duyan bir grup mütedeyyin Hıristiyan, Nikolaos’un mezarını ziyaret etmek ister ve gemi yolculuğu yapmaya karar verirler, denize açılacakları sırada yanlarına bir kadın, yolculara yalvararak elinde bulunan yağ şişesindeki yağı Aziz Nikolaos’un mezarının bulunduğu Myra’daki kilisedeki lambalara dökmelerini rica eder, yolcular da kadını kıramayıp şişeyi alırlar. Yolculara yalvaran kadın (geçmişte tapınaktan kovulduğu için Aziz Nikolaos’tan intikam almak isteyen) şeytan Artemis’tir.24Nikolaos için Efes Artemis Tapınağı’ndaki kötü ruhları kovduğu anlatılır. Yolculuğun ilk gecesinde Aziz Nikolaos, yolculardan birine görünüp kadının verdiği şişeyi denize atmasını söyleyince şişeyi hemen denize atarlar, denize atılan şişeden birden alevler yükselir, hatta gemi batma tehlikesi yaşar ama azizin de yardımıyla gemi limana sağlam bir şekilde yanaşır.


Nikolaos ve Yağ Şişeleri 

3. Basileos’un Ailesine Kavuşması
Rivayete göre; Aziz Nikolaos’un yolundan giden bir ailenin, Aziz Nikolaos’u anma gününde çocukları dünyaya gelir, doğan çocuğa Basileos25Başka bir rivayete göre Adeodatus adını verir. Basileos, 7 yaşına geldiğinde şehir Araplar tarafından istila edilir ve köle olarak Basileos’u da alırlar. Babil diyarına vardıklarında Araplar köleleri paylaşırlar. Basileos, Kral Marmorinus’a hizmetçi/saki olarak saraya alınır. Bu süreçte Basileos’un ailesi çocuklarına kavuşmak için sürekli dua ederler. Bir gün dua etmek için Aziz Nikolaos Kilisesi’ne gittiklerinde oğullarını elinde şarap kadehiyle birlikte kilisede bulurlar.

Bereket Mucizesi
Aziz, Myra’da kıtlık yaşandığı bir dönemde, deniz kıyısına demir atmış Bizans İmparatoru’na ait gemilerden tahıl ister, tahıl vermeleri durumunda gemi mürettebatına başlarının derde gireceğini anlatır. Aziz, tahılı vermeleri durumunda herhangi bir sorun yaşanmayacağına dair garanti verince gemi mürettebatı tahılı verir. Mucizevi şekilde o tahıl Myra halkının ihtiyaçlarını 2 yıl boyunca karşıladığı gibi gemideki tahıllarda da bir eksilme olmadığı fark edilir.

Hazine Koruyuculuğu
Rivayete o ki, Vandal Ordusu, Afrika’da bulunan Calabria şehrini işgal ettiklerinde bir eve girerler, mesken sahiplerine evde gördükleri Aziz Nikolaos ikonasının ne olduğunu sorarlar, ev sahibi de Nikolaos’u onlara anlatır. Asker, bu ikonayı alarak memleketine götürür, evine yerleştirir. Başka bir görev için çağrılan asker göreve gitmeden önce evinde bulunan tüm ganimetlerini Aziz Nikolaos’un ikonasına emanet eder. Asker döndüğünde evinde sadece Nikolaos’un ikonasının kaldığını görür. Sinirle “Hazinemi sana bıraktım. Sen ne yaptın!” diyerek ikonayı ateşe atmayı düşünür. Gece olunca Nikolaos, hırsızlara görünür ve çaldıklarını geri götürmelerini aksi durumda cezalandırılacaklarını söyler. Asker sabah uyandığında eşyalarının geri geldiğini görünce Hıristiyan olur.

3 Kız Kardeş
Aziz Nikolaos, varlıklı ailesinden kalan mirası ihtiyaç sahiplerine vermeyi tercih etmiştir. Myra’da önceden zenginken daha sonra fakirleşen bir baba ve evlilik çağına gelmiş çeyiz olmayan 3 kızı yaşamaktaymış. Yiyecek ekmek bulamaz hale geldiklerinde baba büyük kızını kölelik veya fuhuş yaptırmaya karar vermiş.26Başka bir rivayette ise babasının bu durumuna dayanamayan büyük kızın diğer kız kardeşleriyle de konuşarak kendisinin köle olarak satılmasını istediği, ancak diğer 2 kız kardeşin bu duruma karşı çıktığı, babanın da bu durumdan haberi olmadığı belirtilir Aziz Nikolaos ailenin bu durumunu öğrendiğinde gizlice yardım etmek için bir Aralık ayı gecesinde, kesenin içine ailenin ihtiyaçlarını karşılayacakları kadar (100 dinar) parayı koyup pencereden evin içine atar ve kimseye görünmeden oradan uzaklaşır. Ailenin durumu bir müddet iyileşir. Daha sonra adamın durumu tekrar kötüleşince Aziz Nikolaos gizlice yine (100 dinar) yardım eder. Bu arada adam iki kızını da evlendirir. Kısa bir süre sonra adam yine sorunlar yaşamaya başlayınca Aziz Nikolaos, tekrar altın dolu bir keseyi pencereden27başka bir anlatımda pencere kapalı olduğundan evin çatısındaki bacadan içeri atar. Fakir adam hızlıca evden dışarı çıkar ve Aziz Nikolaos ile karşılaşır ve ona minnettarlığını bildirir. Aziz Nikolaos, adama hitaben, “Lütfen kimseye söyleme, eğer duyulursa Tanrı huzurunda seni sorumlu tutarım; bana değil Tanrı’ya teşekkür et!” diyerek olayın gizli kalmasını ister.28Bu anlatımlar, bacadan giren ve çocuklara hediye bırakan Noel Baba karakterinin üretilmesine, dükkânlara, noel ağaçlarına ve Aziz Nikolaos’un ikonasına 3 top asılmasına ilham olmuştur.

Plakomalılar ve Şeytanlı Selvi Ağacı
Myra Piskoposu olduktan sonra Nicholas, eski putlara ait tapınakların çoğunu iblislerin işgal ettiğini fark etti. Bu cinler halk arasında huzursuzluklara neden oldu. Dolayısıyla bu yerlerden bulduğunda onu yıkıyor, iblisleri kovuyor ve insanlara barışı yeniden sağlıyordu. Plakoma29Plakoma Agora veya Pazaryerine verilen isimdir ve Andriake’de mevcuttur. Aynı zamanda Demre’de Çağman yakınlarındaki https://pleiades.stoa.org/places/639062 https://maps.app.goo.gl/H5EU8F65wjfFfLgB7 konumundaki yerdir. Foss, C. (1991). Cities and Villages of Lycia in the Life of Saint Nicholas of Holy Zion. The Greek Orthodox Theological Review, 36(2/4), 303-339. İşler, B. (2013). Orta Likya’da Erken Bizans Dönemi Yerleşimleri ve Kırsal Konut Mimarisi. Adalya, 16, 285-304. köylüleri Nikolaos’tan selvi ağacını şeytanlardan temizlemesini istedi. Bunu yapmak için Nikolaos bir balta salladı ve böylece iblisleri korkutup uzaklaştırdı. Bu başarıyı duyan komşu köydeki halk ondan gelip köyde yaşayan iblislerden kendilerini kurtarmasını istedi. İblisler çığlıklar atarak yeniden kaçtılar. İblislerin sürgün edilmesine ilişkin bu iki anlatım sıklıkla tek bir ikonografik sahnede birleştirilmiştir.30Bu hikâyeler, Metafrast Simon’un Myralı Nikolaos ile Sionlu Nikolaos’ı birbirine karıştıran, ortak hagiografik (azizlerin yaşamıyla ilgili) gelenekler ekleyen ve iki azizin hayatındaki olayları bir araya getiren Nicholas’ın hayatından gelmektedir. Bu anlatım Sionlu Nikolaos’a ait olmakla birlikte, Myralı Nikolaos geleneği aracılığıyla aktarılmıştır.

Plakoma Ağacı
Nikolaos Plakoma Ağacını Şeytanlardan Temizliyor


Nikolaos Plakoma Ağacını Şeytanlardan Temizliyor

Krampus ve Nikolaos
Krampus ve Nikolaos

Süt Emmeyi Reddetmesi
Rahip olduğunda Nikolaos çarşamba ve cuma günleri oruç tutarmış. Rivayet o ki; süt emen bir bebekken annesinin sütünü çarşamba ve cuma günlerinde emmeyi reddettiği, bebekken oruca hazırlık yaptığı anlatılır. Bu olayın, onun Myra’nın genç bir piskoposu olarak kaderindeki rolünün habercisi olduğu düşünülüyordu. Aynı zamanda bu rivayet onu süt emen bebeklerin koruyucusu yapmıştır.


Nikolaos Süt Emmeyi Reddediyor


Nikolaos Süt Emmeyi Reddediyor


Nikolaos Süt Emmeyi Reddediyor

Kasap ve Üç Çocuk
Efsaneye göre, ülkede kıtlık varmış ve üç çocuk gün batımından önce eve dönmek için çok uzaklara gitmişler. Tam umutsuzluğa kapılmak üzereyken bir kasabın evini görmüşler ve sadece bir gece kalmalarına izin vermesi için ona yalvarmışlar. Kasap kabul etmiş. Ancak kapı kapanır kapanmaz küçük çocukları öldürmüş, kesmiş, etlerini parçalara ayırmış ve bu parçaları bir salamura kazanında salamura ettiği benzer büyüklükteki domuz eti parçalarının arasına saklamış. Aylar veya yıllar sonra Aziz, kasabın kapısında belirir. Kasap piskoposu içeri davet eder ve ona yiyecek bir şeyler ikram etmeye çalışır, ancak Aziz Nikolaos kasaptan et almayı reddeder ve bunun yerine, “Peki ya salamura küvetindeki çocuklar?” diye sorar. Kasap, uzun zamandır sakladığı suçluluk duygusundan bunalmış, yaptıklarını itiraf etmiş ve tövbe etmiş. Aziz Nikolaos’a parçalanmış çocukların bulunduğu küveti göstermiş ve Nikolaos sadece çocukların tuzlu sudan çıkmalarını emretmiş. Mucizevi bir şekilde üç çocuk yeniden canlanarak şaşkın bir şekilde küvetten çıkmışlar.


Nikolaos 3 Çocuğu Diriltiyor


Nikolaos 3 Çocuğu Diriltiyor


Kilisede Yer Alan Bazı Azizlere Ait Freskler (Duvar Resimleri)
Aziz Eutymios (Efthimios) - Anthony - Sabbas
Aziz Eutymios (Efthimios), Anthony ve Sabbas

Meliteneli Aziz Eutymios (Efthimios) (d.377, ö.473)31Paul ve Dionysia’nın uzun zaman sonra dünyaya gelen tek çocuğu, birçok hastayı iyileştirdiği ve münzevi (keşiş) bir hayat tarzı benimsediği bilinir, Aziz Anthony’nin yolunda giden Euthymios çölde sürdürdüğü yaşam ve Ortodoks inancını net bir şekilde ifade ettiği için Büyük sıfatıyla anılır. İsminin anlamı «neşe verici». 431’de 3. Ekümenik Efes Konsilinde Aziz Euthymius, Nasturiliğe karşı çıkarak Ortodoksluğu desteklemiştir, Ortodoksluğun onaylanmasından da memnun olmuştur. 451’de 4. Ekümenik Kadıköy Konsilinde de Ortodoks inancını açıkça ifade etmiştir. 17 Ocak’ta ölüm zamanının yaklaştığını öğrencilerine söylemiş, 97 yaşında anma günü olan 20 Ocak’ta vefat etmiştir. Genellikle aşağı doğru incelen uzun sakalıyla resmedilir.

Mısırlı Aziz Anthony (d.251, ö.356)32Keşişlerin babası olarak bilinir. Çöl yaşamı ve mal varlığını fakirlere dağıtması nedeniyle Büyük sıfatı kullanılır. Geç yaşına kadar oldukça genç ve sağlam bir bedene sahip olduğundan olsa gerek cilt rahatsızlıklarında bu Aziz’in adıyla dua edildiği bilinmektedir. Mısırlı rahip Aziz Antonius’u şeytan önce parayla, şatafatlı hayatla yani zenginlikle baştan çıkarmaya çalışır, başarılı olamayınca şeytan kadın kılığına girer, ancak birden ortalığı acayip yaratıklar basar. Bu rivayet Batı sanat ve edebiyatının gözde temalarından biri olmuştur. 17 Ocak anma günüdür.

Kapadokyalı Aziz Sabbas/Sava (d.439/493, ö.532)33Kapadokya bölgesinde Moutalaska’da (Talas) dünyaya gelen Aziz, İoannis ve Sa(o)fia’nın oğludur. Ebeveynleri İskenderiye’ye gönderildiğinden amcaları Ermias ve Gregorios tarafından büyütülmüştür; karısı şirret bir kadın olduğundan Ermias’ın yanında çok kalamamış ama diğer amcası Gregorios yanında daha rahat etmiştir. 8 yaşına geldiğinde keşiş olmuş ve doğduğu köyün yakınındaki Flavyene (Flavianae) adlı Manastıra gitmiştir. Amcaları yeğenini manastırdan çıkarmak için ikna etmeye çalışsa da Sabbas manastır hayatını tercih etmiştir. Onun aziz olarak zikredilmesine neden olan hadise ise şöyle gerçekleşir: Bir kış mevsiminde yağmurda ıslanan manastırın fırıncısı, elbiselerini kurutmak için yanmayan ama sıcak halde bulunan fırının içine koyar, fırından elbiselerini almayı da unutur. Peşi gün fırıncı fırını yakınca elbiselerini hatırlar, büyük bir heyecanla ateşi söndürmek ister ama bir türlü beceremez. Olayı gören Sabbas ne olup bittiğini fırıncıya sorar, meseleyi öğrenince Sabbas bir anda fırının içine atlar. Fırıncı ve diğer keşişlerin şaşkın bakışları altında Sabbas, zarar görmeden saçının bir teli bile yanmadan elbiselerle birlikte fırından dışarı çıkar. İşte bu olaydan sonra azizler arasında adı anılmaya başlanır.

Khalkedon Konsili’nin (451) öğretilerini destekler fakat İstanbul’a gittiğinde Monofizitizm’i desteklememesi için imparator I. Anastasios’u ikna etmeye çalışır.

Rivayet o ki; çöl hayatıyla ünlenmiş Efthimios’u görmek için 456 yılında yani 17-18 yaşında Sabbas, Filistin’e gider ve onunla münzevi bir hayat yaşamak istediğini söyler. Efthimios  da onu öncelikle keşiş Theoktistos’a yönlendirir, buraya giden Sabbas ebeveynleriyle de karşılaşır, ebeveynleri onu devlet görevlisi olması yönünde ikna etmeye çalışır, ayrıca şeytan onu para/miras meselesiyle sınar, ama Sabbas bu teklifleri reddeder. Theoktistos’un ölümünden sonra Sabbas Efthimios’un öğrencisi olur. Efthimios’un ölümünden sonra ise Sabbas kendisini münzevi hayata adamış, mağara ve çöllerde hayatını devam ettirmiştir. Sabbas, 483’te Kudüs yakınında kendi manastırını inşa ettirir. Ölüm günü olan 5 Aralık’ta anılır. Resim sanatında uzun sakallı yaşlı bir rahip olarak resmedilen Sabbas, özellikle Euthymios gibi münzevilerle birlikte görülür. Skythopolis’li Cyril’in kaleme aldığı ve Filistin manastır sisteminin anlaşılması için önemli bir kaynak olarak bilinen, Aziz Sabbas’ın adını taşıyan bir typikon (Vita) türü de bulunmaktadır.

Aziz’in mucizeleri hakkında bkz.: https://www.oodegr.com/tourkika/synaksaristis/agios_savvas.htm

Aziz Eleutherios (Liberalis), Abybos ve Ephraim
Aziz Eleutherios (Liberalis), Abybos ve Ephraim

Aziz Eleutherios (Liberalis)34Hakkında pek fazla bilgi yoktur. Roma’da annesi Anz(t)ia ile (ki annesinin Pavlus’tan öğretileri aldığı rivayet edilir) yaşardı. 16 yaşında diyakon, 18 yaşında rahip olan Aziz’in hastaları iyileştirip iblisleri kovduğu için 20 yaşında Messina ve Illyricum’un piskoposu olarak atandığı ve Valona’ya yerleştiği, Felix adlı bir kişi tarafından hapsedildiği, İmparator Hadrian (dönemi 117-138) tarafından yargılanmak üzere Roma’ya götürüldüğü rivayet edilir. Birçok Yunan paganını Mesih’in inancına döndürdüğü için İmparator Hadrian’ın huzuruna çıkarılır, huzurda Mesih’i gerçek Tanrı olarak ilan edince imparatorun emriyle altında kömürlerin yakıldığı ateşli bir tunç ızgaraya ve ateşli bir sunağın üzerine yatırılır. Akabinde yağ, zift ve reçine dolu ateşli bir kazanın içine yerleştirilir. Ancak Tanrı’nın lütfuyla tüm bunlardan zarar görmedi.

Vali Correbun/Coremun’un emriyle Aziz bir fırına koyuldu, fırından sağ salim çıktı. Sonra bir arabaya bağlandı ve vahşi atlar tarafından çekildi, ancak ilahi bir Melek tarafından serbest bırakıldı. Daha sonra yüksek bir dağa çıkıp vahşi hayvanlarla yaşamaya başladı. Onu burada yakalamaya gelen askerleri uyardı ve askerler iman etti. Aziz daha sonra 15 Aralık 130’da veya 18 Nisan 130/131’de ölüme mahkûm edildi. Eleutherios’un sopayla (başka bir rivayete göre kılıçla) öldürülmesinden sonra cesedinin annesi Antia’ya verildiği ve oğlunun cesedini öptüğü sırada Antia’nın kafasının kesilerek öldürüldüğü anlatılır.

Aziz Abybos (d.4.yy, ö.590)35Gürcistan’a gelen 13 Suriyeli Aziz’den biri. Kafkasya’da Gürcüler, Dağıstanlılar ve civardaki dağsal alanda yaşayanlara Hristiyanlığı anlatan kişidir. Bu esnada bölgede Pers egemenliği nedeniyle Zerdüştlük anlatılıyordu. Köyün birinde bir ateşi su ile söndürdüğü için feci bir şekilde dövüldü ve dönemin idarecisi gaddar Marzban’a götürüldü. Abybos’a, Pers tanrısına karşı nasıl böyle bir şey yapabildiğini soruldu. Aziz sakin bir şekilde yanıtladı, «Ben tanrı öldürmedim; tanrının yarattığı doğanın bir parçası olan ateşi söndürmek için biraz su yeterliydi, su daha güçlü çıktı, suyla ateşi söndürdüm, neden öfkeleniyorsunuz anlamıyorum, ruhu olmayan ateşe tanrı demek doğru mu?» Bu yanıta kızan Marzban, Aziz’in ölüm fermanını verdi, Abbyos acımasızca dövüldü, kafatası taşlarla paramparça edildi, ezilmiş cesedi şehrin içinde sürüklendi, vahşi hayvanlara attılar ve Hristiyanların bedeninin almaması için bir de nöbetçi bıraktılar. Yine de bir şekilde parçalanmış cesedini aldılar, bedeninden kalan parçalar Gürcistan’daki önce Samtavisi Manastırı’na gömüldü daha sonra Samtavro Kilisesi’ndeki altarın altına nakledildi. Ayrıca yakılarak şehit edilen Edessalı Abibus (ö.322) ve çarmıha gerilen Samosatalı Abibus (ö.297) adında iki farklı aziz daha bulunmaktadır.

Nusaybinli Aziz Ephraim (Efrem) (d.306, ö.373)36Lakabı «Kutsal Ruh’un Melodisi/Gitarası». Kilisedeki bölünmeleri engellemek için birçok şiir/ilahi kaleme almıştır. Eserleri ağırlıkla Süryanice yazılmıştır ve Ermenice çevirileri mevcuttur. Vefatı 9 Haziran’dır, bu tarihte anılır. Nyssalı Aziz Gregorius onu “Evrenin Doktoru” ilan etmiştir. Süryani ekolünde Ariyanizme (İznik Konsilinde Arius doktrinin reddedilmesi sonrasında oluşan Arius akımına) karşı sağlam bir duruş sergilediği ve yazdığı şiirleri nedeniyle için ayrıca ehemmiyeti vardır.

Aziz Theodosius, Theodoros Studites (?), Stephanos (?)Aziz Theodosius, Theodoros Studites (?), Stephanos (?)

Aziz Theodosius (d.423, ö.529)37Kapadokya’da doğan Aziz veya başsenobit, ortodoksluğun başlıca savunucusu ve Filistin manastırcılığının babalarından biridir. Yaklaşık 451 yılında Antakya yakınlarındaki Stylite Simeon ve Kudüs’teki David’s Tower manastırındaki diğerleri tarafından çileci yaşamla tanıştırılan Theodosius, 455 yılında Kudüs’ün güneyindeki Theotokos manastırına girdi. Cemaatin hayırseveri tarafından yönetici yapıldıktan sonra, Beytüllahim yakınlarında bulunan Metopa’daki Magi Mağarası’nda münzevi bir yaşam sürmek için görevini bıraktı. 460’tan 470’e kadar süreçte takipçileri artınca büyük bir coenobium’un (manastır) inşa edilmesine ihtiyaç duyuldu. Theodosius, Bizanslı yetkililerin maddi yardımlarıyla yaşlılar, yoksullar ve deliler için pansiyonlar ve barınaklar inşa ettirir. Yaklaşık 400 kişilik manastır cemaati, kendi dillerinde ibadet eden Grekler, Slavlar ve Ermenilerden oluşuyordu. Theodosius’un çileci ünü, 493 yılında Kudüs bölgesindeki tüm manastırların yöneticisi olarak seçilmesini sağladı. Theodosius, Aziz Sabbas’la birlikte, Filistin’in manastırlı ve ruhban olmayan nüfusunu, nüfuzlu Doğulu kilise adamlarının ve Bizanslı prenslerin Monofizitlerin sapkınlığını empoze etme girişimlerine direnmeye teşvik etti. Bunun sonucunda 517’de Bizans imparatoru I. Anastasius tarafından sürgüne gönderilmiş, ancak Anastasius’un 518’de ölümünden sonra manastırının gelişimini sürdürmek üzere geri dönmüştür. 15.yy.’da yıkılan Aziz Theodosius Manastırı, 20. yy.’ın başında Kudüslü Grek keşişler tarafından yeniden inşa edilmiştir. 11 Ocak Azizin anma günüdür.

– Aziz Theodoros Studites (d.759, ö.826)38Konstantinopolis’te dünyaya gelen ve 11 Kasım 826’da vefat eden aziz, ikona karşıtı memur bir ailenin çocuğudur. Özel hocalardan teoloji eğitimi alan Aziz, 780’de Bithynia’da ailesinin kurduğu Sakkoudion Manastırı’na girer. Manastırın yöneticisi amcası Sakkoudion’lu Plato’dur. 794’te hegoumenos (manastır yöneticisi) olur. İmparator VI.Konstantin’in Paphlagonyalı eşi Maria’dan boşanıp saraylı metresi Theodite ile 795 yılında yaptığı evliliğe karşı çıkar (Moechian İhtilafı). Bu olay nedeniyle 795/796’da Selanik’e sürgün edilir. Konstantin’in, öz annesi İrene tarafından bir odaya hapsedilmesi, gözlerinin kör edilmesi ve öldürülmesinden sonra Aziz manastıra döner. 798’de ise İstanbul’a gider. Burada Studios Manastırını yeniden kurar ve güçlü bir senobitik topluluk kurar. İmparator V. Leo tarafından ikonoklazma yeniden canlandırıldığında, Theodore ikonoklastlara karşı muhalefete öncülük etti ve tekrar sürgüne gönderildi (816-820). İmparator II. Michael tarafından geri çağrılan Theodore’un başrahipliğine devam etmesine izin verilmedi. Hayatının geri kalanını keşişleriyle birlikte Konstantinopolis yakınlarında geçirdi. Kilisenin imparatorluk gücünden bağımsızlığı için mücadele eden Aziz, Konstantinopolis patriklerinin Bizans imparatorlarıyla sık sık ittifak kurmalarına karşı çıktı.

Aziz Stephanos (d.5, ö.34)39Aziz hakkındaki bilgiler daha çok Yeni Ahit’te Elçilerin İşleri 6 ve 7. Bölümlerden elde edilmektedir. Bir diğer adının “taç” anlamına gelen Aramice Kelil olduğu; Stephanos adının Yunanca olması nedeniyle Helenistik Yahudilerden biri olduğu varsayılan ve Kudüs’teki bir kilisede diyakozluk yapan Stephanos, söylemleriyle özellikle de Yahudi tapınaklarına yönelik yaptığı eleştirileriyle bazı sinagogların cemaatlerini kızdırdı. Duruşmasında dine küfretmekle suçlanarak, kendisini yargılayan Yahudi yetkilileri kınayan bir konuşma yaptı ve ardından Paul/Saul/Pavlus’un da dahil olduğu kişilerce Kudüs’te taşlanarak recmedildi ve Hristiyanlığın ilk şehidi oldu. Anma günü Batı Kilisesinde 26 Aralık, Doğu Kilisesinde ise 27 Aralık’tır.

Dipnotlar

  • 1
    – Akça, E, Esen, S. (2020). Aziz Nikolas’ın Hayatı ve Mucizevi Karakteri. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 7 (12), 114-128.
    – Çorağan, N. (1990). “The Wall Paintings of St. Nicholas Church in Demre (Myra), Recent Discoveries” Annali di Ca Foscari 38(3), 83- 89.
    – Demiriz, Y. (1968). Demre’deki Aziz Nikolaos Kilisesi. Türk Arkeoloji Dergisi, 15(1), Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 13-34.
    – Doğan, S. (2016). “Likya’da Bir Hac Merkezi: Myra’daki Aziz Nikolaos Kilisesi”, Lukka’dan Likya’ya, Sarpedon ve Aziz Nikolaos’un Ülkesi, Yapı Kredi Kültür ve Sanat Yayıncılık, 238-259.
    – Doğan, S. (2020). Lykialı Aziz Nikolaos’un Kilisesi ve Manastırında Kazı Çalışmaları. Toplumsal Tarih, 32-38
    – Işık, F. (1993). Der Hl. Nikolaos von Patara und Sein Grab in Myra. BELLETEN, 57 (219), 401-412
    – Jones, C.W. (1978). Saint Nicholas of Myra, Bari, and Manhattan: Biography of a Legend. Chicago: University of Chicago. https://archive.org/details/saintnicholasofm0000jone_s1u6/mode/
    – Karakaya, N. (2005). The Burial Chamber Wall Paintings of Saint Nicholas Church at Demre (Myra) Following Their Restoration. Adalya, 8, 287-309.
    – Karakaya, N. (2005). Restorasyon Sonrası Demre-Aziz Nikolas Kilisesi Duvar Resimleri. Antalya: II. Uluslararası Likya Sempozyumu, 1(1), 331-344.
    – Karakaya, N. (2007). Demre (Myra) Aziz Nikolaos Kilisesi’ndeki Restorasyon Sonrası “Golgota Yolu” Sahnesi. OLBA, (15), 179-192.
    – Karakaya, N.Ç. (2010). Myra Aziz Nikolaos Kilisesi ve Duvar Resimleri Işığında Aziz Nikolaos’un Yaşamı ve Kişiliği. Arkeolojisinden Doğasına Myra / Demre ve Çevresi, Antalya: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını, 127-135.
    – Ott, M. (1911). St. Nicholas of Myra. In The Catholic Encyclopedia. New York: Robert Appleton Company. http://www.newadvent.org/cathen/11063b.htm
    – Sevcenko, I., Sevcenko, N.P. (1984). The Life of Saint Nicholas of Sion. Brookline, Mass.: Hellenic College Press. https://archive.org/details/lifeofsaintnicho0000unse
    – Texier, C. (1864). Byzantine Architecture Illustrated By a Series of The Earliest Christian Edifices in The East, London: Day and Son, Plate LVIII

    http://tr.travelogues.gr/
    https://earthstoriez.com/austria-south-tyrol-on-saint-nicholas-and-the-krampus-in-tyrol
    https://www.stnicholascenter.org
    https://web.archive.org/web/20001209034100/http://www.ewtn.com/library/MARY/REALNICK.htm
    https://www.nationalgeographic.com/history/article/131219-santa-claus-origin-history-christmas-facts-st-nicholas
    https://sourcebooks.fordham.edu/basis/nicholas-bari.asp
    https://www.britannica.com/biography/Saint-Nicholas
    https://ima.princeton.edu/author/ppatton/page/6/
    https://www.stnicholasportsmouthnh.org/about/life-of-st.-nicholas-archbishop-of-myra 
  • 2
    Nike (zafer) + Laos (halk)
  • 3
  • 4
    İznik Konsili (Nicene Creed): Bu konsil, 325 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin’in çağrısıyla İznik (Nicaea) şehrinde toplanmıştır. Konsilin ana amacı, dönemin Hristiyan topluluğunu etkileyen Arius’un öğretileri sorununa el atmaktı. Arius, İsa’nın Tanrı’nın doğrudan bir tezahürü veya özü olmadığını öne süren Üçlü Birlik (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un tek ve eşitlik içinde bir Tanrı olduğu) doktrinine aykırı bir düşünce sistemi olan Arianizm’i savunuyordu. Bu Konsil’de toplanan kilise liderleri ve teologlar, Arius’un öğretilerini reddetti ve Üçlü Birlik doktrinini benimsediler. İznik Konsili, inançlarını açıkça ifade eden ve Ariusçu öğretileri kınayan bir inanç bildirgesi olan “İznik İman Bildirgesini“ni (Nicene Creed) hazırladı. İznik Konsili aynı zamanda Hristiyanların Paskalya tarihini belirlemek, piskoposların yetkilerini düzenlemek ve birçok disiplin kurallarını belirlemek gibi diğer konuları da ele aldı. Konsil sonuç olarak, Hristiyanlık tarihinde önemli bir dönüm noktası ve Hristiyan inancının şekillenmesinde büyük bir etkisi oldu. İznik İman Bildirgesi, Katolik, Ortodoks ve Protestan Hristiyanlar arasında yaygın olarak kullanılan bir inanç beyanıdır. Bir nevi Hristiyanların Kelime-i Şehadeti gibi düşünülebilir.

    Bildirgenin İngilizce ve Türkçe Metni
    I believe in one God, (Tek bir Tanrı’ya inanıyorum)
    the Father almighty, (her şeyi yaratan, her şeye gücü yeten Baba’ya)
    maker of heaven and earth, (göğün ve yerin yaratıcısına)
    of all things visible and invisible. (görünen ve görünmeyen her şeyin yaratıcısına)
    I believe in one Lord Jesus Christ, (Tek Rab İsa Mesih’e)
    the Only Begotten Son of God, (Tanrı’nın yegâne Oğlu’na)
    born of the Father before all ages. (her şeyden önce Babadan doğmuş olanına)
    God from God, Light from Light, (Tanrı’dan Tanrı, Işık’tan Işık)
    true God from true God, (gerçek Tanrı’dan gerçek Tanrı)
    begotten, not made, consubstantial with the Father; (doğurulmuş, yaratılmamış, Baba ile aynı özdeşliğe sahip)
    through him all things were made. (O aracılığıyla her şey yaratıldı)
    For us men and for our salvation (biz insanlar ve kurtuluşumuz için)
    he came down from heaven, (göğe indi)
    and by the Holy Spirit was incarnate of the Virgin Mary, (Kutsal Ruh tarafından Bakire Meryem’den ete kavuştu)
    and became man. (ve insan oldu)
    For our sake he was crucified under Pontius Pilate, (bizim uğrumuza Pontius Pilatus tarafından çarmıha gerildi)
    he suffered death and was buried, (ölüme katlandı ve gömüldü)
    and rose again on the third day (üçüncü gün tekrar dirildi)
    in accordance with the Scriptures. (Kutsal Kitaplar’a uygun olarak)
    He ascended into heaven (göğe çıktı)
    and is seated at the right hand of the Father. (ve Baba’nın sağında oturuyor)
    He will come again in glory (tekrar ihtişamıyla gelecek)
    to judge the living and the dead (dirileri ve ölüleri yargılamak için)
    and his kingdom will have no end. (ve krallığı sonsuz olacak)
    I believe in the Holy Spirit, the Lord, the giver of life, (Kutsal Ruh’a, Rab’be, hayatın veren’e inanıyorum)
    who proceeds from the Father [and the Son], (Baba’dan [ve Oğul’dan] gelir)
    who with the Father and the Son is adored and glorified, (Baba ve Oğul’la birlikte tapılan ve yüceltilen)
    who has spoken through the prophets. (peygamberler aracılığıyla konuşmuştur)
    I believe in one, holy, catholic and apostolic Church. (tek, kutsal, evrensel ve elçilik Kilise’ye inanıyorum)
    I confess one Baptism for the forgiveness of sins (günahların bağışlanması için tek bir vaftiz itiraf ederim)
    and I look forward to the resurrection of the dead (ve ölülerin dirilişini dört gözle bekliyorum)
    and the life of the world to come. Amen. (ve gelecek dünyanın yaşamı. Amin)
  • 5
    Aziz Nikolaos’un Arius’a attığı tokat, Sümela Manastırı’nda İznik Konsili freskindedir.
  • 6
  • 7
    İznik Konsili katılımcıları listesinde Aziz Nikolaos’un isminin bulunmaması Arius’a attığı tokat nedeniyle hapse atılmasıyla ilişkilendirilir. Synaxarium, azizlerin ve şehitlerin kısa yaşamlarının günlük ayinlerde okunmak ve kişisel dualarda kullanılmak üzere derlenmiş halidir; bu metin 11. yy.’dan 14. yy.’a kadar 5 el yazmasından derlenmiştir. https://www.stnicholascenter.org/who-is-st-nicholas/stories-legends/classic-sources/synaxarion
  • 8
    Pınara Piskoposu Sionlu Başrahip Nikolaos (öl.564) ile Myra Piskoposu Pataralı Nikolaos, halk tarafından karıştırılmış ve bu nedenle anlatılan efsanelerin tam olarak hangilerine ait olduğunu belirlemek zordur.  http://www.metropolitancantorinstitute.org/leaflets/L015SaintNicholas.html
  • 9
    Paskalya; İsa’nın çarmıha gerildikten sonra 3. günde dirilişinin kutlandığı; Hristiyan geleneğine göre ilkbahar ekinoksundan (21 Mart) sonraki ilk dolunaydan sonraki pazar gününe denk gelen gündür. 2023 yılında Paskalya Bayramı 9 Nisan Pazar günüydü.
  • 10
    Pentikosti; Hristiyanlıkta İsa’nın göğe yükselişinden sonra Kutsal Ruh’un insanlığa inme günü olarak kabul edilen, Paskalya’dan 50 gün sonra kutlanan bayramdır. 2023 yılı için Pentikosti Bayramı 28 Mayıs Pazar günüydü. Rosalia Günü de bugüne denk gelir.
  • 11
    Rosalia Günü; Rosalia (gül) ya da Rosaria, ölüler kültü için yapılan Mayıs – Haziran aylarında güllerin bol olduğu bir zamanda gerçekleştirilen eski bir pagan geleneğidir. Eskiler mezarlıklara gider, mezarları çok sayıda gülle süsler, ölüler için ayinler yapar ve hayvanlar kurban ederlerdi; akabinde ise eğlenceler düzenlenirdi. Roma İmparatorluğu döneminde Rosalia geleneği Balkanlar ve Anadolu’ya taşınmıştır. Hristiyanlıkla birlikte bu festival de Hristiyanlaştırılmış ve Pentikosti olarak anılmıştır. Bizanslıların mezarları yiyeceklerle ziyaret etme ve cenaze şarkıları söyleme geleneği yer yer bazı yerel değişikliklerle günümüze kadar ulaşmıştır.
  • 12
  • 13
    Konstantinopolis Patriği Methodius tarafından imparator III. Michale’in annesi Theodora’ya hitaben 845 yılında yazılmıştır. G. Anrich, Hagios Nikolaos, 2 vols, Leipzig, 1913. https://www.roger-pearse.com/weblog/2014/11/08/the-life-of-st-nicholas-of-myra-in-the-methodius-ad-theodorum
  • 14
  • 15
    2017’de ABD’de kemikler üzerinde yapılan analizler için: https://www.ox.ac.uk/news/2017-12-05-could-ancient-bones-suggest-santa-was-real
  • 16
    Ali Canip Olgunlu’ya ait Anadolu Düşünürleri adlı kitaba göre 1099’da Bari’den Aziz’in kemiklerini çalınarak Venedik’e kaçırılır, kemikler bir mezara koyulur ve mezarın üzerine de bir kilise inşa edilir. Ayrıca Aziz’in vefat günü 6 Aralık tarihinin anma günü olarak Bari’ye mi yoksa Venedik’e mi ait olacağı hususunda bu iki kent mahkemelik olurlar; ikisine de izin verilir. Gel gör ki Demre akıllara hiç gelmez… Yine Olgunlu’nun kitabına ve bir makaleye göre (Cilalı, O. (1984). “Hz. İsa, Noel ve Yılbaşı”, Diyanet Dergisi, 20(4),3-7); 1584’te Papa 13. Gregory tarafından Aziz Nikolaos’un azizliği kabul edilmiş, ancak 1968’de Papa 6. Jean Paul, yeterli delil olmadığı için yaşamadıkları varsayımıyla Aziz Nikolaos ile birlikte 200 azizin adı azizlik listesinden çıkarttırmıştır. Hatta bu durum karışıklığa neden olmuş olmalı ki bazı web siteleri (ABC News, St. Nicholas Center UPI, St. Nicholas Center)Nikolaos’un azizliği durumunu kritik etmiştir.
  • 17
    İsa’nın havarilerine ekmek ve şarap sunduğu Ökaristi ayini
  • 18
    “Aziz Nikolaos’un Tanrısı, bize merhamet et; ve Likya’da haksız ve haksız bir şekilde ölüme mahkûm edilen üç adamı kurtardığın gibi, şimdi de aynı şekilde bizi kurtar. Mesih’in hizmetkarı Aziz Nikolaos, bizden uzak olsanız da şefaatinizi bize ve isteğinizi Rabbiniz Tanrı’ya ve Rabbimiz Kurtarıcımız İsa Mesih’e yaklaştırın. Bizim için şefaat et ki, kötülükten ve ölüm getiren fırtınadan kurtarılalım, böylece gelip senin babalığının en kutsal işaretlerine tapmaya layık görülelim.
  • 19
    “Konstantin, ayağa kalk ve kulaktan dolma bilgilerle mahkûm edilen hapse attığın 3 adamı, Nepotianus, Ursus ve Eupoleonis’i serbest bırak. Eğer bana itaat etmezsen, size karşı kontrol edilemeyen bir isyan başlatacağım, leşinizi ve bağırsaklarınızı yiyecek olarak vahşi hayvanlara teslim edeceğim ve Kral Mesih’in önünde size karşı tanıklık edeceğim. Sonra imparator şöyle dedi: “Sen kimsin ve sarayıma nasıl girdin?” Nikolaos şöyle dedi: “Ben Likya metropolünden günahkâr Piskopos Nikolaos’um.”
  • 20
    “Ne vicdanı ne de zihni yaralı olan Ablabius, ayağa kalk ve masum olmasına rağmen gözaltında tuttuğunuz o 3 subayı serbest bırak. Ama onları serbest bırakmaya yanaşmazsanız ölümsüz Kral Mesih’in önünde size karşı tanıklık edeceğim. Hastalanıp solucanlara yem olacak ve tüm aileniz feci şekilde yok olacak.” Ablabius ona şöyle der: “Peki sen kimsin ve böyle konuşmak gerekirse nereden geliyorsun?” Nicholas şöyle yanıt verir: “Ben günahkâr Nikolaos’um, Tanrı’nın hizmetkarıyım. Ben Myra Metropolitiyim”. Bunu söyledikten sonra, daha önce olduğu gibi ortadan kaybolur.
  • 21
    Birkaç kutsal kap, tamamı altından bir İncil, 2 altın şamdan ve değerli taşlarla süslenmiş bir altın kaplama.
  • 22
  • 23
    Aziz Nikolaos’un mucizelerinden etkilenen özellikle Akdenizli denizciler, yolculuklarına başlamadan önce “Dümenini Aziz Nikolaos tutsun!” diyerek birbirlerine şans dilemeyi kendilerine adet haline getirmişlerdir. Yunanistan’da Aziz’e çok değer verilmesinde geçmişteki Poseidon inancı etkili olabilir(?)
  • 24
    Nikolaos için Efes Artemis Tapınağı’ndaki kötü ruhları kovduğu anlatılır.
  • 25
    Başka bir rivayete göre Adeodatus
  • 26
    Başka bir rivayette ise babasının bu durumuna dayanamayan büyük kızın diğer kız kardeşleriyle de konuşarak kendisinin köle olarak satılmasını istediği, ancak diğer 2 kız kardeşin bu duruma karşı çıktığı, babanın da bu durumdan haberi olmadığı belirtilir
  • 27
    başka bir anlatımda pencere kapalı olduğundan evin çatısındaki bacadan
  • 28
    Bu anlatımlar, bacadan giren ve çocuklara hediye bırakan Noel Baba karakterinin üretilmesine, dükkânlara, noel ağaçlarına ve Aziz Nikolaos’un ikonasına 3 top asılmasına ilham olmuştur.
  • 29
    Plakoma Agora veya Pazaryerine verilen isimdir ve Andriake’de mevcuttur. Aynı zamanda Demre’de Çağman yakınlarındaki https://pleiades.stoa.org/places/639062 https://maps.app.goo.gl/H5EU8F65wjfFfLgB7 konumundaki yerdir. Foss, C. (1991). Cities and Villages of Lycia in the Life of Saint Nicholas of Holy Zion. The Greek Orthodox Theological Review, 36(2/4), 303-339. İşler, B. (2013). Orta Likya’da Erken Bizans Dönemi Yerleşimleri ve Kırsal Konut Mimarisi. Adalya, 16, 285-304.
  • 30
    Bu hikâyeler, Metafrast Simon’un Myralı Nikolaos ile Sionlu Nikolaos’ı birbirine karıştıran, ortak hagiografik (azizlerin yaşamıyla ilgili) gelenekler ekleyen ve iki azizin hayatındaki olayları bir araya getiren Nicholas’ın hayatından gelmektedir. Bu anlatım Sionlu Nikolaos’a ait olmakla birlikte, Myralı Nikolaos geleneği aracılığıyla aktarılmıştır.
  • 31
    Paul ve Dionysia’nın uzun zaman sonra dünyaya gelen tek çocuğu, birçok hastayı iyileştirdiği ve münzevi (keşiş) bir hayat tarzı benimsediği bilinir, Aziz Anthony’nin yolunda giden Euthymios çölde sürdürdüğü yaşam ve Ortodoks inancını net bir şekilde ifade ettiği için Büyük sıfatıyla anılır. İsminin anlamı «neşe verici». 431’de 3. Ekümenik Efes Konsilinde Aziz Euthymius, Nasturiliğe karşı çıkarak Ortodoksluğu desteklemiştir, Ortodoksluğun onaylanmasından da memnun olmuştur. 451’de 4. Ekümenik Kadıköy Konsilinde de Ortodoks inancını açıkça ifade etmiştir. 17 Ocak’ta ölüm zamanının yaklaştığını öğrencilerine söylemiş, 97 yaşında anma günü olan 20 Ocak’ta vefat etmiştir. Genellikle aşağı doğru incelen uzun sakalıyla resmedilir.
  • 32
    Keşişlerin babası olarak bilinir. Çöl yaşamı ve mal varlığını fakirlere dağıtması nedeniyle Büyük sıfatı kullanılır. Geç yaşına kadar oldukça genç ve sağlam bir bedene sahip olduğundan olsa gerek cilt rahatsızlıklarında bu Aziz’in adıyla dua edildiği bilinmektedir. Mısırlı rahip Aziz Antonius’u şeytan önce parayla, şatafatlı hayatla yani zenginlikle baştan çıkarmaya çalışır, başarılı olamayınca şeytan kadın kılığına girer, ancak birden ortalığı acayip yaratıklar basar. Bu rivayet Batı sanat ve edebiyatının gözde temalarından biri olmuştur. 17 Ocak anma günüdür.
  • 33
    Kapadokya bölgesinde Moutalaska’da (Talas) dünyaya gelen Aziz, İoannis ve Sa(o)fia’nın oğludur. Ebeveynleri İskenderiye’ye gönderildiğinden amcaları Ermias ve Gregorios tarafından büyütülmüştür; karısı şirret bir kadın olduğundan Ermias’ın yanında çok kalamamış ama diğer amcası Gregorios yanında daha rahat etmiştir. 8 yaşına geldiğinde keşiş olmuş ve doğduğu köyün yakınındaki Flavyene (Flavianae) adlı Manastıra gitmiştir. Amcaları yeğenini manastırdan çıkarmak için ikna etmeye çalışsa da Sabbas manastır hayatını tercih etmiştir. Onun aziz olarak zikredilmesine neden olan hadise ise şöyle gerçekleşir: Bir kış mevsiminde yağmurda ıslanan manastırın fırıncısı, elbiselerini kurutmak için yanmayan ama sıcak halde bulunan fırının içine koyar, fırından elbiselerini almayı da unutur. Peşi gün fırıncı fırını yakınca elbiselerini hatırlar, büyük bir heyecanla ateşi söndürmek ister ama bir türlü beceremez. Olayı gören Sabbas ne olup bittiğini fırıncıya sorar, meseleyi öğrenince Sabbas bir anda fırının içine atlar. Fırıncı ve diğer keşişlerin şaşkın bakışları altında Sabbas, zarar görmeden saçının bir teli bile yanmadan elbiselerle birlikte fırından dışarı çıkar. İşte bu olaydan sonra azizler arasında adı anılmaya başlanır.

    Khalkedon Konsili’nin (451) öğretilerini destekler fakat İstanbul’a gittiğinde Monofizitizm’i desteklememesi için imparator I. Anastasios’u ikna etmeye çalışır.

    Rivayet o ki; çöl hayatıyla ünlenmiş Efthimios’u görmek için 456 yılında yani 17-18 yaşında Sabbas, Filistin’e gider ve onunla münzevi bir hayat yaşamak istediğini söyler. Efthimios  da onu öncelikle keşiş Theoktistos’a yönlendirir, buraya giden Sabbas ebeveynleriyle de karşılaşır, ebeveynleri onu devlet görevlisi olması yönünde ikna etmeye çalışır, ayrıca şeytan onu para/miras meselesiyle sınar, ama Sabbas bu teklifleri reddeder. Theoktistos’un ölümünden sonra Sabbas Efthimios’un öğrencisi olur. Efthimios’un ölümünden sonra ise Sabbas kendisini münzevi hayata adamış, mağara ve çöllerde hayatını devam ettirmiştir. Sabbas, 483’te Kudüs yakınında kendi manastırını inşa ettirir. Ölüm günü olan 5 Aralık’ta anılır. Resim sanatında uzun sakallı yaşlı bir rahip olarak resmedilen Sabbas, özellikle Euthymios gibi münzevilerle birlikte görülür. Skythopolis’li Cyril’in kaleme aldığı ve Filistin manastır sisteminin anlaşılması için önemli bir kaynak olarak bilinen, Aziz Sabbas’ın adını taşıyan bir typikon (Vita) türü de bulunmaktadır.

    Aziz’in mucizeleri hakkında bkz.: https://www.oodegr.com/tourkika/synaksaristis/agios_savvas.htm
  • 34
    Hakkında pek fazla bilgi yoktur. Roma’da annesi Anz(t)ia ile (ki annesinin Pavlus’tan öğretileri aldığı rivayet edilir) yaşardı. 16 yaşında diyakon, 18 yaşında rahip olan Aziz’in hastaları iyileştirip iblisleri kovduğu için 20 yaşında Messina ve Illyricum’un piskoposu olarak atandığı ve Valona’ya yerleştiği, Felix adlı bir kişi tarafından hapsedildiği, İmparator Hadrian (dönemi 117-138) tarafından yargılanmak üzere Roma’ya götürüldüğü rivayet edilir. Birçok Yunan paganını Mesih’in inancına döndürdüğü için İmparator Hadrian’ın huzuruna çıkarılır, huzurda Mesih’i gerçek Tanrı olarak ilan edince imparatorun emriyle altında kömürlerin yakıldığı ateşli bir tunç ızgaraya ve ateşli bir sunağın üzerine yatırılır. Akabinde yağ, zift ve reçine dolu ateşli bir kazanın içine yerleştirilir. Ancak Tanrı’nın lütfuyla tüm bunlardan zarar görmedi.

    Vali Correbun/Coremun’un emriyle Aziz bir fırına koyuldu, fırından sağ salim çıktı. Sonra bir arabaya bağlandı ve vahşi atlar tarafından çekildi, ancak ilahi bir Melek tarafından serbest bırakıldı. Daha sonra yüksek bir dağa çıkıp vahşi hayvanlarla yaşamaya başladı. Onu burada yakalamaya gelen askerleri uyardı ve askerler iman etti. Aziz daha sonra 15 Aralık 130’da veya 18 Nisan 130/131’de ölüme mahkûm edildi. Eleutherios’un sopayla (başka bir rivayete göre kılıçla) öldürülmesinden sonra cesedinin annesi Antia’ya verildiği ve oğlunun cesedini öptüğü sırada Antia’nın kafasının kesilerek öldürüldüğü anlatılır.
  • 35
    Gürcistan’a gelen 13 Suriyeli Aziz’den biri. Kafkasya’da Gürcüler, Dağıstanlılar ve civardaki dağsal alanda yaşayanlara Hristiyanlığı anlatan kişidir. Bu esnada bölgede Pers egemenliği nedeniyle Zerdüştlük anlatılıyordu. Köyün birinde bir ateşi su ile söndürdüğü için feci bir şekilde dövüldü ve dönemin idarecisi gaddar Marzban’a götürüldü. Abybos’a, Pers tanrısına karşı nasıl böyle bir şey yapabildiğini soruldu. Aziz sakin bir şekilde yanıtladı, «Ben tanrı öldürmedim; tanrının yarattığı doğanın bir parçası olan ateşi söndürmek için biraz su yeterliydi, su daha güçlü çıktı, suyla ateşi söndürdüm, neden öfkeleniyorsunuz anlamıyorum, ruhu olmayan ateşe tanrı demek doğru mu?» Bu yanıta kızan Marzban, Aziz’in ölüm fermanını verdi, Abbyos acımasızca dövüldü, kafatası taşlarla paramparça edildi, ezilmiş cesedi şehrin içinde sürüklendi, vahşi hayvanlara attılar ve Hristiyanların bedeninin almaması için bir de nöbetçi bıraktılar. Yine de bir şekilde parçalanmış cesedini aldılar, bedeninden kalan parçalar Gürcistan’daki önce Samtavisi Manastırı’na gömüldü daha sonra Samtavro Kilisesi’ndeki altarın altına nakledildi. Ayrıca yakılarak şehit edilen Edessalı Abibus (ö.322) ve çarmıha gerilen Samosatalı Abibus (ö.297) adında iki farklı aziz daha bulunmaktadır.
  • 36
    Lakabı «Kutsal Ruh’un Melodisi/Gitarası». Kilisedeki bölünmeleri engellemek için birçok şiir/ilahi kaleme almıştır. Eserleri ağırlıkla Süryanice yazılmıştır ve Ermenice çevirileri mevcuttur. Vefatı 9 Haziran’dır, bu tarihte anılır. Nyssalı Aziz Gregorius onu “Evrenin Doktoru” ilan etmiştir. Süryani ekolünde Ariyanizme (İznik Konsilinde Arius doktrinin reddedilmesi sonrasında oluşan Arius akımına) karşı sağlam bir duruş sergilediği ve yazdığı şiirleri nedeniyle için ayrıca ehemmiyeti vardır.
  • 37
    Kapadokya’da doğan Aziz veya başsenobit, ortodoksluğun başlıca savunucusu ve Filistin manastırcılığının babalarından biridir. Yaklaşık 451 yılında Antakya yakınlarındaki Stylite Simeon ve Kudüs’teki David’s Tower manastırındaki diğerleri tarafından çileci yaşamla tanıştırılan Theodosius, 455 yılında Kudüs’ün güneyindeki Theotokos manastırına girdi. Cemaatin hayırseveri tarafından yönetici yapıldıktan sonra, Beytüllahim yakınlarında bulunan Metopa’daki Magi Mağarası’nda münzevi bir yaşam sürmek için görevini bıraktı. 460’tan 470’e kadar süreçte takipçileri artınca büyük bir coenobium’un (manastır) inşa edilmesine ihtiyaç duyuldu. Theodosius, Bizanslı yetkililerin maddi yardımlarıyla yaşlılar, yoksullar ve deliler için pansiyonlar ve barınaklar inşa ettirir. Yaklaşık 400 kişilik manastır cemaati, kendi dillerinde ibadet eden Grekler, Slavlar ve Ermenilerden oluşuyordu. Theodosius’un çileci ünü, 493 yılında Kudüs bölgesindeki tüm manastırların yöneticisi olarak seçilmesini sağladı. Theodosius, Aziz Sabbas’la birlikte, Filistin’in manastırlı ve ruhban olmayan nüfusunu, nüfuzlu Doğulu kilise adamlarının ve Bizanslı prenslerin Monofizitlerin sapkınlığını empoze etme girişimlerine direnmeye teşvik etti. Bunun sonucunda 517’de Bizans imparatoru I. Anastasius tarafından sürgüne gönderilmiş, ancak Anastasius’un 518’de ölümünden sonra manastırının gelişimini sürdürmek üzere geri dönmüştür. 15.yy.’da yıkılan Aziz Theodosius Manastırı, 20. yy.’ın başında Kudüslü Grek keşişler tarafından yeniden inşa edilmiştir. 11 Ocak Azizin anma günüdür.
  • 38
    Konstantinopolis’te dünyaya gelen ve 11 Kasım 826’da vefat eden aziz, ikona karşıtı memur bir ailenin çocuğudur. Özel hocalardan teoloji eğitimi alan Aziz, 780’de Bithynia’da ailesinin kurduğu Sakkoudion Manastırı’na girer. Manastırın yöneticisi amcası Sakkoudion’lu Plato’dur. 794’te hegoumenos (manastır yöneticisi) olur. İmparator VI.Konstantin’in Paphlagonyalı eşi Maria’dan boşanıp saraylı metresi Theodite ile 795 yılında yaptığı evliliğe karşı çıkar (Moechian İhtilafı). Bu olay nedeniyle 795/796’da Selanik’e sürgün edilir. Konstantin’in, öz annesi İrene tarafından bir odaya hapsedilmesi, gözlerinin kör edilmesi ve öldürülmesinden sonra Aziz manastıra döner. 798’de ise İstanbul’a gider. Burada Studios Manastırını yeniden kurar ve güçlü bir senobitik topluluk kurar. İmparator V. Leo tarafından ikonoklazma yeniden canlandırıldığında, Theodore ikonoklastlara karşı muhalefete öncülük etti ve tekrar sürgüne gönderildi (816-820). İmparator II. Michael tarafından geri çağrılan Theodore’un başrahipliğine devam etmesine izin verilmedi. Hayatının geri kalanını keşişleriyle birlikte Konstantinopolis yakınlarında geçirdi. Kilisenin imparatorluk gücünden bağımsızlığı için mücadele eden Aziz, Konstantinopolis patriklerinin Bizans imparatorlarıyla sık sık ittifak kurmalarına karşı çıktı.
  • 39
    Aziz hakkındaki bilgiler daha çok Yeni Ahit’te Elçilerin İşleri 6 ve 7. Bölümlerden elde edilmektedir. Bir diğer adının “taç” anlamına gelen Aramice Kelil olduğu; Stephanos adının Yunanca olması nedeniyle Helenistik Yahudilerden biri olduğu varsayılan ve Kudüs’teki bir kilisede diyakozluk yapan Stephanos, söylemleriyle özellikle de Yahudi tapınaklarına yönelik yaptığı eleştirileriyle bazı sinagogların cemaatlerini kızdırdı. Duruşmasında dine küfretmekle suçlanarak, kendisini yargılayan Yahudi yetkilileri kınayan bir konuşma yaptı ve ardından Paul/Saul/Pavlus’un da dahil olduğu kişilerce Kudüs’te taşlanarak recmedildi ve Hristiyanlığın ilk şehidi oldu. Anma günü Batı Kilisesinde 26 Aralık, Doğu Kilisesinde ise 27 Aralık’tır.

İlgili Makaleler

3 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kutucuğa Uygun Değeri (Rakamla) Gir! *Captcha loading...

Başa dön tuşu