Aklıma Gelenler

Sen neymişsin bre başörtüsü (türban)!

⚠️Yazıda dipnot sayılarının üzerine tıklarsanız açıklamaları okuyabilirsiniz.

Bu yazımda 2007 (veya 2008) yılında eşimle YKM’de yaşadığımız bir olayı paylaşmak istiyorum. Başımıza gelen bu olay bize travma yaşatmadı ama açıkçası ciddi rahatsız etti. Bu olay başkalarının başına gelseydi (adım gibi eminim) siyaseten ve mağduriyet edebiyatı için çok güzel malzeme olarak kullanılırdı…


30 Nisan’da Didem Batal adlı biri twitter’da Macro Center Akmerkez şubesinde yaşadıkları ile ilgili şunları paylaşmış ve adı geçen işletme de şu yanıtı1İlgili tweetin arşivlenmiş hali: https://web.archive.org/web/20200506085253/https://twitter.com/BatalDidem/status/1255932430042701827 vermişti:

Didem Batal: @macrocenterTR Akmerkez şubesine 29.04 tarihinde sabah 9 da çalışmaya başladım ve akşam 5.30 civarında şirketten aradılar başörtülü çalışamayacağımı mağazanın türbanlı istemedigini söylediler ve isten çıkarıldım. Bu sistemden daha önce haberleri yok muydu? Bu nasıl terbiyesizlik! Tabi bunu duyunca hemen mağaza müdürünün yanına görüşmeye gidildi saolsun kendisi de başörtüsünü çıkarıp devam edebilecegimin imkânı olduğunu da dile getirdi. Şok üstüne şok yaşadığım bi durum.

Macro Center: Merhaba, paylaşmış olduğunuz bilgi tamamen gerçek dışıdır. Halka açık bir şirket olan Şirketimiz hakkında asılsız iddialar yaymak, bu tip yalan haberler yapmak mevzuata aykırı olup yasal işleme tabidir. Toplumu ve kişileri paniğe sevk etmenin de Türk Ceza Kanunu uyarınca suç teşkil ettiğini hatırlatırız. Bu nedenlerle işbu iletiyi derhal silmeniz, başkası ile paylaştıysanız haberin gerçek dışı olduğunu paylaştığınız platformlarda ve kişiler bazında bildirmeniz beklenmektedir. Bilerek veya bilmeden asılsız söylentiler yayanlar için Savcılık ve 5651 sayılı yasaya muhalefet nedeniyle Sulh Ceza Hakimliği nezdinde yasal işlemler başlatılacaktır.

Ortada bir iddia ve iddiaya karşı bir savunma var, ancak görünen o ki iki taraf için de ispat teknik açıdan pek mümkün görünmüyor.

Didem Batal bu tweeti atınca benim ve eşimin başına gelen rahatsız edici bir olayı anımsayıverdik. Bu rahatsız edici anıyı paylaşacağım ancak olayı ispatlama şansım yok, tek şahidim eşim ve o gün iş görüşmesine gelip bu olanları gören tanımadığım insanlar.

Olayın yaşandığı yıl yanlış hatırlamıyorsam 2007 idi, yer ise Ankara’da ünlü buluşma noktalarından biri Kızılay Meydan’daki YKM (Yeni Karamürsel) mağazası.

Turizm sektöründen ayrılmayı düşündüğüm bir dönemde farklı bir iş arayışına yönelmiştim ve YKM’nin Müdür Yardımcılığı ilanına başvurmuştum. İş görüşmesine (mülakata) giderken başörtülü2Olayın anlaşılması için bu durumu belirtmek zorundayım. eşim3O tarihte evli değildik. de yanımdaydı. Kendisine: “Dışarıda bekleme, çok kişi varsa bana sıranın gelmesi belki uzun sürer, sıkılabilirsin, istersen sen de benimle içeri gel orada uygun bir yerde beni beklersin, mülakat sonrasında çıkarız bir şeyler yeriz” dedim.

Eşimle beklemeye başladık, o esnada takım elbiseli biri4Büyük ihtimalle işletme müdürüydü. sekreterin camekanlı odasına girdi, odanın içi oturduğumuz yerden görünüyordu. İçeri giren şahıs sekreterin odasından adayları uzaktan şöyle bir inceledi, eşimi de iş görüşmesine giren adaylardan biri sanmış olmalı ki oldukça sert ve irite edici bir şekilde eşime bakış attı.5Yüz ifadesini anlamamak için aptal olmak lazım.

Tabiri caizse ağzından salyalar çıkararak sekretere “Türbanlı kişileri iş görüşmesine çağırmayın diye size kaç defa söylemem gerekiyor” diyerek bağırıp çağırmaya başladı, akabinde elindeki telsiz telefonu duvara fırlatarak odadan çıktı gitti. Bu çirkin asabiyete tüm adaylar, ben ve eşim de şahit oldu. Görüşmeye gelen benim dışımdaki diğer adaylar da eşimin aday olmadığını ve benim için orada beklediğini bilmiyorlardı. Ben ve eşim de dahil olmak üzere oradaki hiç kimse yaşananlara ses çıkarmadı.

Tüm gözlerin üzerinde olduğu eşim, rahatsız edici böyle bir olaya neden olduğunu düşünerek gereksiz yere mahcup bir hal içerisine girdi. Mülakattan çıkana kadar eşimden sakin kalmasını ve sabırla beni beklemesini istedim. Neticede kimse onun kız arkadaşım olduğunu6O tarihte evli değildik. ve benim için beklediğini bilmiyordu.

Ve içeriden adım seslendi, mülakata girdim, insan kaynaklarından sorumlu müdire bana soru sormaya başladığı anda sözünü keserek görüşme öncesinde birkaç şey söylemek istediğimi belirterek şunları ifade ettim: “Dışarıda başörtülü bir kızın başına gelenlere şahit oldum, burası nasıl bir şirket ki başörtüsünü görmeye bile tahammül edilemiyor, mağazanızdan başörtülülerin alışveriş yapmalarına ses çıkarmıyorsunuz ama onlarla çalışmak midenizi bulandırıyor, bu nasıl bir ikiyüzlülük!” dediğimde bana “her şirketin kendine has hassasiyetleri var” cevabını verdi. Eşimin maruz kaldığı olayın yanına müdire hanımın bana verdiği yanıt da eklenince “hassasiyetiniz de zihniyetiniz de yerin dibine batsın, suç sizde değil mağazanızdan alışveriş yapan bu insanlarda” diyerek görüşmeden çıktım. YKM’nin binasından çıkarken de eşime “Bu hadiseyi her fırsatta tanıdıklarımıza anlatalım, anlatalım ki YKM’de karanlık/bağnaz zihinlerin hala var olduğunu öğrensinler; biz de bundan sonra bu işletmeye adımımızı atmayalım” diyerek olayı büyütmeden kapattık. Hülasa, olayın çirkinliği olayı unutmamızı engelliyor ancak amacım bir şirketi kesinlikle karalamak değil, başımızdan geçen bu çirkin hadiseyi paylaşmaktır. Belki de kurumsal bir sorundan öte, o kurumda yer alan yöneticinin bozuk zihniyetinin yansımalarına şahit olduk…

Bu tür olayların yaşanmaması dileğiyle” desem de benzer olayların yaşanacağını tahmin edebiliyorum.

💡Yanlış anımsamıyorsam, Boyner 2012’de YKM’yi satın aldı, umarım benzer bir zihniyeti sürdürmüyordur.

📅 12.07.2023

Dipnotlar

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kutucuğa Uygun Değeri (Rakamla) Gir! *Captcha loading...

Başa dön tuşu